Son yazımda AK Parti'de kongrelerin yaklaştığını,önümüzdeki günler de İl,İlçe kongrelerinin başlayacağını,genel merkezin tabanın ve kendisine oy veren kesimlerin fikrinin alınması,bütün kesimlerin temsil edildiği yönetimlerin oluşması gerektiğini yazmıştım.
Önümüzde ki günler de meclise gelmesi muhtemel olan Anayasa değişikliği ve Başkanlık sistemi gerçekleşecek olursa,Başkan,Başkan yardımcılar ve dışarıdan atanacak Bakanlarla ülkem idare edilecek,bir yönetim sistemine geçeceğiz.
Oluşacak bu sistem de Milletvekilliği müessesesi yürütme görevini bırakacak,meclis denilen yapı iş bulma ve tayin işleri kurumu gibi çalışmaktan kurtulacak,sadece yasama görevini yerine getirecektir.
Sistem bu şekil de oluştuğun da il,ilçe teşkilatları da birer devlet dairesi gibi çalışmayacak,teşkilat denilen seçimden seçime milletin karşısına çıkmaktan,işçi bulma kurumu gibi çalışmaktan kurtulacak.
Bu durumda teşkilatlar rant kapısı,umut kapısı olmaktan çıkacak,zamanla gönüllülerden oluşan parti,dava ve lider sevdalısı insanların bir araya geldiği bir sivil toplum kuruluşu haline gelecektir.Bunların görevleri de,toplumun dert ve sıkıntılarını,yasaların,yönetmeliklerin aksayan yönlerini,yasama görevini yapacak olan,milletvekillerine,meclise iletmek olacaktır.
Bu durum yerel yönetimlerde değişim süreci başlatacak zamanla yerel yönetimleri güçlendirecek,yerel yönetici olacak kişiler,bütün toplum kesimleriyle bütünleşmek,el birliği yapmak mecburiyetin de kalacak, bu süreç de belediye meclis üyelikleri,yerel milletvekilleri gibi sistemin içerisine dahil olmalarını sağlayacaktır.
Ayrıca olması gereken bir şey de bürokrasinin belediye başkanı ile beraber gelmesi,başkan seçimi kaybederse onunla beraber görev sürelerinin sonlanmasıdır.
Bu durumda yerel bürokrasi yerlerini koruyabilmek için adeta birer başkan gibi,toplumun sorunlarına,yapacakları işlerde,atacakları adımlarda,yatırımlarda toplumun isteklerine cevap verecekler,sadece kendi yakın çevrelerine kol kanat germeyecek ,siyaseti,siyasetçiyi zor durumda bırakmayacak, "biz yaptık ister olsun,ister olmasın" anlayışı yerine,hep beraber karar verdik,yaptık uyguladık anlayışı hakim olacaktır.
Buda ilin,ilçelerin,mahalle köylerin zamanla gelişimin de,daha modern yaşanabilir bir şehircilik,daha iyi planlama,daha iyi bir yönetim anlayışı doğuracaktır.
Bu günkü Büyük şehircilik sisteminde iktidar muhalefet ayrımcılığı olabiliyor,buda toplumun hizmetleri alma noktasında adaletsizlikler doğuruyor.
Mesela a partisinin kazandığı bir belediyede,iktidar partisine oy verende mağdur olurken,iktidar partisinin kazandığı bir ilçede,hizmetlerden a partisine oy veren de kazanıyor,bu büyük bir paradoks.
Bu yüzden seçilen başkan ayrım yapmadan eksikleri,problemleri,öncelik sırasına göre belirleyip,topluma eşit hizmet vermek durumunda.
Bu sistemde ilçe belediye başkanları adeta birer daire başkanı işlevi görüyor,çoğu zaman daire başkanlarından bile yetki,yaptırım açısından geri plana düşüyor.İlçe belediye başkanlarının,çöp toplamak,kaldırım yapmak,ağaç çiçek sulamaktan başka işlevleri kalmıyor.
Belediye meclis üyelerinin ise bu günkü sistem de bir şube müdürü kadar fonksiyonu ,yaptırım gücü bulunmuyor.Maaşı olan,makam aracı sekreteri olan bürokrat,toplumun karşısına çıkan,maaşı makam aracı, bir makamı olmayan seçmene hesap vermek zorunda olan siyaset,yani meclis üyeleri.
Ülkem 81 il,957 ilçeden oluşuyor.Eyer Başkanlık sistemine geçeceksek,81 ilinde Büyük şehir statüsüne geçmesi,957 ilçe belediye başkanlıkların kaldırılması,Vatandaşın sadece Büyük şehir belediye başkanı ve Büyükşehire gönderecekleri meclis üyelerine oy vermesi.
Büyükşehirin bütün ilçelere müdürlükler bazında,ilçe bünyesinde oluşturulacak organlarla tek bir çatı altında yönetmesi,
büyükşehir meclis üyelerinin,ilçelerdeki bu birimlerin başında ,planlama,denetim,yönetimde söz sahibi olması.
Burada en büyük değişim belediye başkanıyla gelen bürokrat,teknokrat kadronun,başkanın seçimi kaybetmesi durumunda,görev sürelerinin sona ermesi.
İlçe belediye başkanlıklarının kaldırılması, fakat belediye meclis üyelerinin temsili yetkilerinin idari ve yönetici olarak artırılması.
Zamanla sadece merkezi yönetimden aldığı bütçeyle yatırım yapan değil,kendi ekonomik kaynaklarını da üreten bir belediyecilik anlayışı.Nasıl mı,kendi elektriğini üretip satan,mermerini işleyip ihracat yapabilen,şehrine yatırım için davet edeceği firmalarla enerji,arsa,alt yapı konusunda yardımcı olup ortaklıklar kurabilen,Turizm sektörü,kaplıca turizminde yol gösterici olan,bölgesel tarımsal ve hayvansal ürünlerin üretiminde markalaşmayı,yurt dışına pazarlamasında vatandaşına yol yordam gösteren,halkı zenginleşirken,kendide payını alan bir belediyecilik.Bunlar hayal mi bence değil. deniz seviyesinin altında şehrim toprağı,kadar arazisi olan Hollanda hayvancılık,çiçek üretimi konusunda,ülkemin ihracatı kadar,dışarıya mal satıyor.Her şey ilk önce hayal etmekle başlar.
Yarında nasip olursa,Başkanlık sisteminde teşkilatlar aktif bir halde işlevlerine devam edecekse ,nasıl bir teşkilat yapılanması gerektiği konusunda fikirlerimi yazacağım.Bakarsın birinin işine yarar. Selamunaleyküm