Şiddet, güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareketlerin tümüdür. Veya kişinin yaşayamadığı, çeşitli sebeplerle bastırdığı duyguların beklenmedik zamanda dışa vurumu olarak da tanımlanabilir. Şiddeti; fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet olarak 4 başlık altında inceleyebiliriz. Kısaca hepsine değinelim. Fiziksel şiddet kişiye fiziki güç(kaba kuvvet) kullanılarak baskı yapılmasıdır. Fiziksel olmayan söz ve davranışlar da psikolojik şiddet olarak tanımlanabilir. Cinsel şiddet ise karşı taraf üstünde kontrol ve güç oluşturmak amacı ile kişinin isteği dışında cinsel ilişkide bulunmak ya da zararlı cinsel davranışlara zorlamaktır. Ekonomik şiddet "Bireylerin çalışmalarının engellenmesi, çalışmaya zorlanmaları, kişisel kazançlara veya mal varlıklarına el koymak, bunları yönetmelerine engel olunmak şeklinde ortaya çıkan davranışlar " olarak tanımlanır.
***
Az çok şiddet hakkında fikir sahibi olduktan sonra esas konumuz olan çocuklara uygulanan şiddete gelelim.'o kadara kadar geldi yani mesele'  diyorum ben bu duruma sizlerinde aynı fikirde olduğuna inanarak. Düşünüyorum bir türlü mantıklı bir cevap bulamıyorum 4 yaşındaki çocuğa ( ağrı-patnos) gözünü kör edecek kadar şiddet uygulayan, vicdansız üvey anneyi. Elbette bilimsel alanda incelendiğinde psikolojik birçok bulgularla değerlendirilebilir bu durum. Bu benim alanım değil, aslına bakarsınız beni hiç de ilgilendirmiyor sebepleri. Üvey anne olması da etken faktör değil bana göre. İnsan olan, vicdan sahibi biri nasıl şiddet uygulayabilir. Benim aklımın alamadığı bu.
***
Ne zaman nerede çıktık insanlıktan bu kadar, fikrim yok. Ama durum hiç iyiye gitmiyor. Nasıl bir zihniyet, bu nasıl bir ego ki yeğenine 7 yıl boyunca tecavüz ediyor(samsun).15 yaşında olan bir çocuk üzerinde nasıl bir zihniyet kendini tatmine çalışır. Bir insan ( ki bence dünyadaki görünen şeytanlar onlar) 8 yaşındaki bir çocuktan ne ister, bu kadar mı zavallı olunur, bu kadar mı düşer bir insan anlamıyorum. Ve anlamadığım için öyle mutluyum ki (şükürler olsun). Zaten de bu durum sizin benim gibi normal insanların anlayabileceği bir durum değil aksine şiddetle kızdığımız bir durumdur. Öyle şiddetle kızarız ki onlara benzemeyen bizler, o şahsiyetleri karşımıza getirseler linç ederiz. Ancak insanların içindeki şiddet duygusunu öne çıkaran, tetikleyen unsurlar da yok değil. İletişim araçlarının geliştiği günümüzde, insanlar her gün yeni bir şeyle tanışabiliyor ve bilgiye çabuk ulaşıyorlar. İşte bu noktada medya'nın şiddet üzerinde etkisi var mı sorusu karşımıza çıkıyor. Elbette var her alanda toplumsal dezenformasyon da etkisi gözle görülür elle tutulurdur bana göre. Çocuklarımız dizilerle asi olmayı öğrenmediler mi? Yalan söylemenin normalleştirildiği, haklılaştırıldığı karakterleri örnek almadılar mı? Silahlı kahraman figürleriyle onlara şiddeti kahramanlıkmış gibi algılatmadılar mı? Biz anne babalar da çocuklara bunları izleterek tetiklemedik mi şiddeti: tetikledik. Hepimiz suçlayız aslında: susanlar, boş konuşanlar, aman beni ilgilendirmez diyenler, duyarlı olmak için başına gelmesini bekleyenler… Hepimiz suçluyuz… 
***
“Unutmayın, Şiddet Öğrenilmiş Bir Davranıştır. Eğer Olumsuz Bir Davranış Öğretilmişse Olumlu Bir Davranışı da öğretebiliriz.”
-----------------------------------------
FARKINDA MISINIZ?
-----------------------------------------
YENİ BİR İŞE BAŞLAMAK ÜZERESİNDİR BELKİ, İÇİNDEKİ GÜÇ YETERLİ GELMİYORDUR SANA. İÇİNDEN BİR SES BİRŞEYLERİN YOLUNDA GİTMEDİĞİNİ SÖYLÜYORDUR, AMA SAKIN ALDIRMA! BUGÜN KENDİNE NEYİ BAŞARMAK İSTİYORSAN, ONU BAŞARABİLECEĞİNİ GÖSTER: KENDİNE VE HERKESE. ASLINDA HERŞEYİN SENDE BAŞLADIĞINI VE ANCAK İSTERSEN YAPABİLECEĞİNİ FARK ET. VE FARK ETTİR. BELKİ BULUNDUĞUN MAKAMDAN DAHA İYİSİNİ HAK EDİYORSUNDUR, ZORUNA GİDİYORDUR BİLMEYENLERİN ORADA OLMASI. BUGÜN KENDİNE BİR İYİLİK YAP: O KONUMA GELEBİLMEK İÇİN ÇOK ŞEY BİLMEN GEREKTİĞİNİ UNUT. VE GÖR!!! EN ÜSTTE OLANLARIN ÇOĞU CAHİL CESARETİ İLE O NOKTAYA GELDİLER. BİRAZ CESARET…
-----------------------------------------
DÜŞÜNME MOLASI:
-----------------------------------------
Türk Olmak;
- Ev telefonunu arayıp 'evde misin?' diye sorabilmektir,
- Kavgadan sonra 'teker teker gelin' diyebilmektir,
- Arabanın arkasına 'hatalıysam ara' yazıp numarayı vermemektir,
- Şampuan kutusu bitmek üzereyken kutuya su doldurup şampuanı çoğaltabilmektir,
- Sıkışınca CTRL+ALT+DEL yapabilmektir,
- Google Earth'de kendi evini bulmaya çalışmaktır,
- Gaz kaçaklarını 'çakmak' ile kontrol etmektir,
- Maaş'ının 2 katı değerindeki cep telefonuna sahip olabilmektir,
- Ambulansların hasta taşıdığına inanmamaktır,
- Televizyon yada bilgisayarın üstünü dantelli örgü ile örtmektir,
- Her güneş tutulmasını siyah camla izlemektir,
- Çizgili pijama giyebilmektir,
- Gelen misafirlerin kapı önündeki ayakkabılarını düz çevirmektir,
- Mirc'e bayan nickiyle girip erkekleri kandırmaktır,
- Bulmacalardaki resimlere bıyık, sakal çizebilmektir,
- Kitapların ön sözlerini okumamaktır,
- Nuri Alço'yu halk kahramanı yapabilmektir,
- Ayda bir altın günü yapmaktır,
- Her canlı yayında '70 Milyon Bizi İzliyor'diyebilmekir,
- Faturaları son gün ödemektir,
- Elindeki silahla şaka yapabilmektir,
- Bu yazıları okuyup 'harbiden de böyle oluyor' diyebilmektir.
-----------------------------------------
GÜNÜN SÖZÜ: NASIL DAVRANIRSAN TIPKI AYNA GİBİ SANA ÖYLE GERİ YANSIR.                               GOETHE