Türkiye son günlerde peş peşe gelen şehit haberleri ile kan ağlıyor. Özellikle Sur ve Cizre’de ki operasyonlarda şehitlerimiz arttı. Yaralanan gazilerimiz var.
Geçen günü gazilerimizi ziyarete Ankara GATA’ya gitmeye niyetlendim. Onlar bu memleket için canlarını ortaya koyarken bizler iki adımlık mesafede yanlarında olduğumuzu bari hissettirelim istedim.
Zaten memleketim Balıkesir’den ve ilçem Bigadiç’ten gazilerimiz tedavi altında. Yakınlarından kimseyi de tanımıyorum. Gazilerimizin isimlerini aldım. GATA’nın yolunu tuttum. Hastane Ankara Etlik’te.
GATA’nın giriş nizamiyesinde nöbetçi askerler çok yakından ilgilendiler. Ziyaret etmek istediğimiz gazilerimizin hangi birimlerde olduklarını tek tek bildirdiler. Bulamadıklarını Hastane içindeki hangi birimden öğrenebileceğimizi söylediler.
Ziyarete durumu ağır olandan Hasan Talay’dan başladım. Uzman Çavuş. Daha 4 aylık evli. Eylül ayında düğün yapmışlar. Düğünden sonra 10 gün ancak izin kullanabilmiş. Ardından daha çiçeği burunun da yeni gelini evde bırakarak çağrı üzerine birliğinde almış soluğu. Silah arkadaşlarına çok bağlı. Arkadaşlarının sevgisini kazanmış.
Sur’daki çatışma da timde bulunan 2 arkadaşı şehit düşüyor. Şehit düşen arkadaşlarının beden+lleri teröristlerin mermileri altında kalıyor. Hasan çok sevdiği ve şehit düşen bu arkadaşlarına halen kurşun değmesine dayanamıyor. Her şeyi göze alarak yerinden fırlayıp yanlarına gidiyor. Alıyor da. Fakat son anda ayağından ve kasığından kurşun yiyor. Çatışma yoğunlaşıyor. Tam 2,5 saat ateş altında kalıyor. Epey kan kaybediyor. Kanamayı kendi imkanıyla tampon yaparak zor durduruyor. Çatışma kesilince arkadaşları acilen alıp Diyarbakır Askeri hastanesine getiriyorlar. Kan kaybının fazla olmasından dolayı gerekli tedbirleri alıp Ankara’ya sevk ediliyor. Uçak’ta birkaç kez kalbi duruyor. Kalp masajı ile döndürülüyor. Ameliyata alınıyor. En kritik 72 saati atlattı. Şimdi Hasan Talay için dua zamanı.
Hasan’ı yakınlarından biri ancak 10 dakika görebiliyor. Benim ziyaretim sırasında Annesi görmüş. Annesi-babası, eşi, kardeşleri, eniştesi, arkadaşları hepsi GATA’nın kapısında.
Yusuf Ayan, Hasan Talay’ın ağır yaralandığı operasyonda tim komutanı. O da ayağından yaralanıyor. Onu da ziyaret ettik. Vardığımda doktorlar halen ayakta bulunan iki kurşunu çıkarmak için yerini işaretliyorlardı. Yusuf cevval bir deli kanlı. Bizim ilçenin Kızılçukur köyünden. Takım arkadaşlarının şahadeti ve Hasan’ın ağır yaralanmasının üzüntüsünden başka bir şikayetini duymadım. İyileşip diğer takım arkadaşları ile olmak istiyor. Ama önce Hasan Talay’ın iyileştiğini görmekten yana.
Yusuf’un ardından aynı katta bulunan Sındırgılı hemşerimiz Muhammet Altınel’e uğruyoruz. Muhammet 45 gün önce yaralanmış. Hem de epey ağır. 20 günden fazla yoğun bakımda ve makine da kalmış. Eşi ‘Allah bağışladı bize’ diyor. Muhammet’in bir kolu karnına bağlıydı. Bu kolu ertesi günü karnından ayırıp normal konuma getireceklerdi.
Yaralı Gazilerimize rabbim den acil şifalar diliyorum.
Fakat bazı enteresan detaylar öğreniyoruz. Sur’da aynı noktada bugüne kadar 20’ye yakın şehit veriliyor. Büyük kesim temizlenmesine rağmen eni ve boyu 250 metreyi bulmayan bir yer var. Bu yer bir türlü temizlenemiyor. Teröristler bu noktada nasıl mevzilendiler ise başarılı olunamıyor. Büyük ihtimalle bu yer Sur’un altındaki geniş yer altı tünelleri ile besleniyor. Bu tüneller vasıtası ile içeri de ciddi bir stop bulunuyor. Hem silah hem de yiyecek ve içecek stoku.
Bir de bizim askerler gece gündüz nöbet tutarken bu bölgedeki teröristler nöbet değişimlerini dinlenerek yapıyor. Askerler ise yorgun kalıyor.
Anlatılanlara bakılırsa Sur’da daha fazla şehit vermemek için çok acil strateji değişikliğine gidilmesi gerekiyor. Bu yazıyı okuyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Efkan Ala gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamalıdır. Aksi taktirde şu an izlenen strateji ile daha fazla şehit vermemiz içten bile değil. Sözü edilen 250 metre eninde 250 metre boyunda Sur’daki bu bölgenin daha iyi analiz edilerek hareket edilmesinde yarar var.
Biz uyarmak ve aktarmakla görevliyiz. Gereğini onlar yapacak