Milli Görüş lideri rahmetli Necmettin Erbakan, Başbakan Adnan Menderesin teşvik, destek ve maddi yardımlarıyla 200 ortaklı Gümüş Motor fabrikasını kurdu. 1 Temmuz 1956 da temelleri atılan gümüş Motor fabrikası 1960 yılında yüzde 100 yerli Pançar motoru üretip ülke sathına tüm köylerimizin ve köylümüzün hizmetine sundu. Necmettin Erbakan’ın ikinci hedefi yüzde 100 yerli Türk otomobilini üretmekti Bu yönde yapılan çalışmalarda da Başbakan Menderesin desteği ön plândadır. Fakat ne yazık ki, araya 27 Mayıs 1960 ihtilâlı girmiş ve yerli otomobil teşebbüsümüz daha işin başında rafa kaldırılmıştı.

Tabi Yerli otomobil yapma projesinin rafa kaldırılması, ABD başta olmak üzere otomobil üreten tüm Avrupa ülkelerinde bayram havası esmesine neden oldu. Çünkü büyük bir otomobil pazarının kaybedilmesine ramak kala 27 Mayıs 1960 ihtilâlı imdatlarına yetişmişti(!)

Necmettin Erbakan’ın yüzde 100 yerli olarak ürettiği ve binlerce Türk köylüsünün hizmetine sunduğu Pancar Motorun üretimine mani olamamışlardı ama bu yerli otomobil mutlaka önlenmeliydi.(!) Menderes köylünün ayağını çarıktan kurtarmıştı, hadi buna eyvallah. Peki, bu yerli otomobil üretme işi de nereden çıkmıştı. Necmettin Erbakan isimli genç bir doçentin yerli otomobil yapma girişimine kesinlikle tahammül edilmemeliydi(!)

27 Mayıs 1960 ihtilalıne rağmen genç Doçent Necmettin Erbakan durmuyor ve ısrarla Yerli Oto projelerini dergilerde gazetelerde anlatıyordu. Daha önceden Menderesin himayesinde Eskişehir Demiryolları CER Atölyesinde ön çalışmaları yapılan yerli araba yapımı İhtilal sonrası durmamış, yavaş da olsa çalışmalar devam ediyordu. Erbakan projesini Odalar Birliğine sunmuş, aynı raporu Devlet Plânlamaya iletmiş ardından ihtilâlın Bakanlar kurulu toplantısına katılarak yerli oto tezini orada da savunmuştu. 4 Mart 1961 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısı 2 saat 5 dakika sürmüş ve katılımcılar ağızları açık bir şekilde Erbakan’ı hayranlıkla izlemekten kendilerini alamamışlardı. (4 Mart 1961 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısı ll. Cilt Sf.949-962)



Düşünen Adam dergisinin 24 Mart 1961 tarihli sayısının kapağında Necmettin Erbakan ve "yerli otomobil davası" vardı

Bakanlar Kurulu toplantısına Bakan olmayan iki asker de katılmıştı bunlar Sami Küçük ve Sıtkı Ulay’dı. Ayrılırlarken konunun önemine binaen Erbakan’ı 15 gün sonra tekrar çağıracaklarını söylemişler ve fakat bir daha çağırmamışlardı. İhtilâl konseyinin otomobil yapımına engel olmamasını ise fırsat olarak değerlendiren Necmettin Erbakan ve maiyetindeki 48 mühendis yerli arabayı yapmaya kararlıydılar. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel her yıl mutad olarak yapılan merasimle, TBMM sinden Anıtkabire bu defa yerli ve yüzde 100 Türk malı otomobille gitmeliydi. Erbakan ve ekibi geceli gündüzlü çalışarak ilk yerli otomobil olan DEVRİM’i 4.5 ayda yapmayı başardılar. Bu bir prototip’ti. Hatta seri üretime geçilmesi sonrasında fiyat belirlemesi dahi yapılmıştı. Motordan direksiyona, diferansiyelden şanzımana her şey yerli üretimdi.

İlk plânda 2 araba yapıldı ve 29 Ekim kutlamaları için Eskişehir’den, Ankara’ya yola çıkarıldı. Arabalar çok aceleye geldiği için kaportanın boyasının bazı rötuşları yolda tren üzerinde yapılıyordu. O zamanlar Trenler buharlı ve kömürle çalıştığı için lokomotiften çıkacak kıvılcımlar herhangi bir yangına sebebiyet vermesin diye otomobilin deposundaki benzin boşaltılmıştı. (Trenle yapılan otomobil nakillerinde, otomobillerin depoları günümüzde de boş olarak tutulmaktadır.)

Fakat ihmal mi, kasıt mı ne olduğu halâ anlaşılamayan şey, depolara benzin konulmasının unutulmasıydı.(!) Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel TBMM sinden Anıt kabire gitmek için ilk yerli otomobilimiz DEVRİM’e biner. Fakat araba 100 metre gittikten sonra haliyle stop eder ve çalışmaz. Depodan benzini çekenlerin akılları da o zaman başlarına gelir. Efendim benzini unutmuşuz hemen dolduralım falan dedilerse de Cumhurbaşkanı sinirli bir halde arabadan iner ve o meşhur sözünü söyler: Batı kafasıyla otomobil yaptınız, ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz. Ve Cemal Gürsel başka bir arabayla anıt kabire gider. Yerli araba yapma maceramızda tekrar rafa kaldırılır. Ta ki, Erbakan hocanın talebesi Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sn.Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretleri ve öncülüğü ile ilk prototipi yapılan yerli arabamıza kadar.

2020 de seri üretime başlayacak olan yerli arabamızın fabrika yapım çalışmaları son sürat tamamlanmasını müteakip, 15 yıl içersinde 5 ayrı model olmak üzre yılda 175 bin araba üretilecek. Araba 30 dakikalık şarzla 500 Km. yol katedebilecek. 4.8 saniye içersinde sıfırdan 100 km ye kadar hıza ulaşabilecek. 2022 de seri üretime geçilecek olan yerli otomobilimizin şimdiden siparişler almaya başlamasından paniğe kapılan Alman Wolkswagen firması 2025 te üretime sokacağı elektrikli arabaların üretim tarihini 2 yıl öne çekerek 2023 te üretime başlayacağın ilân etti bile..

AK Parti iktidarı ve dolayısıyla Tayyip Bey işbaşına gelinceye kadar her konuda Türkiye’nin başını öne eğdirenlere inat, Türkiye Tayyip Beyle şaha kalkmış yüzlerce muazzam atılımın yanı sıra, Yüzde 100 yerli otomobilimizin prototipini yaparak 2022 ye doğru koşar adımla ilerlemektedir. Prototipin ne olduğunu bilmeyen zavallılar ve Batının gönüllü ajanları her zaman olduğu gibi işin gırgırında ve ‘’hani bunun fabrikası, fabrikası olmadan araba yapılır mı?’’ gibi gülünç istihzalara başladılar.

Zavallılar bilmiyorlar ki, üretilecek her arabanın önce protatipi yapılır ve daha sonra ona göre fabrikası kurulur. Bu zavallıların söylemeyi isteyip de söyleyemedikleri bir diğer husus ise; ‘’İnançlı kadroların 18 yılda Türkiye’yi nerelerden nerelere getirdiği ve dünyanın süper güçlerinin arasında lâyık olduğu yere yerleştirmesidir.’’ Erbakan hocanın DEVRİM otomobiliyle açtığı çığır, Recep Tayyip Erdoğan’ın DEVRİN otomobiliyle devam ediyor. Erbakan hocanın Yerli otomobil girişimini engellediler ve fakat Tayyip beye diş geçiremediler. İnançlı kadrolar AK Parti ve dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan’la zaferden zafere koşuyor. Düşmanlarımıza, yerli işbirlikçilere, Batı devletlerinin yerli ajanlarına, hainlere, haset, kin ve kıskançlıkla yanıp kavrulanlara rağmen durmak yok, yola Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’la devam. Çünkü zafer inananlarındır ve zafer yakındır…