Rivayet odur ki:

Dünya turuna çıkan Suriyeli bir Arap, bilgin olduğunu söyleyip böbürlenirmiş. Yolu Akşehir'e düşünce Hocayla karşılaşmış. Adam:
"Ben Halep'teyken elli arşın atladım" demiş ve ilave etmiş:

 "Sanki atlamadım uçtum."
Hoca gülmüş ve bir atasözüyle utandırmış adamı:
"Bırak palavrayı da bir de burada atla. Halep oradaysa arşın burada!"

Hikâye bu.

Suriye meselesini bizim riyakâr batılılar da çok yüzlü, gündelik, saatlik, dakikalık palavralarıyla bu hale getirdiler. Hariçten gazel okumak kolaydı nasıl olsa. Masa başında DAEŞ denen yeryüzünün en kanlı ve en aşağılık terör örgütünü icat eden de onlardı zira. Kelaynaklar gibi kafayı kuma gömüp planı işletmeye çalışsalar da her şey ayan beyan ortadaydı!

Batılı ve ABD Suriye’de çok yüzlü bir politika yürüttü ve hala iş başındalar.

Onlar için hiçbir sorun yoktu. Ölenler Müslüman olduktan sonra gerisi teferruattı zaten! Elin memleketini yaşanmaz hale getirdikçe mazlum insanların onların sınırlarına koşması mümkün değildi nasıl olsa. Hele seslerini oradan duyurmaları da imkânsızdı! Başarıp da sınırlarına ulaşanları da ya tekmelediler ya da geri çevirdiler!

Türkiye orada ya!

Varsın Türkiye uğraşsın, bir taşla iki kuş!

Tarihin kaydedeceği en anlamsız, en alçak, en çetrefilli ve en dolaylı, dolambaçlı kaosu şüphesiz Suriye meselesi olacaktır. Bu sorunu bu hale getirenler hiç şüphesiz oyunu böyle kurmuşlardı ve maalesef birkaç yıl bunların bu yalandan oyununa alet olduk!

Şimdi Türkiye Cumhuriyeti gecikmiş de olsa belki de Cumhuriyet tarihi boyunca en doğru, en akılcı dış politikayı uyguluyor ve Suriye’de Kürt tamponu yerine Türk tamponunu oluşturuyor.

Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diyenlere sormak lazım:

-Türkiye Suriye belasından en fazla etkilenen ve tehlikeye maruz kalmış bir ülke iken bölgeye girmek yerine bu belaya göz göre göre susması, seyirci kalması sizi endişelendirmez miydi?

-Türkiye gelecek yıllarda başını ağrıtacak bir oldu bitti hadisesiyle karşı karşıya bırakılmak ve sınırlarında bir Kürt devleti kurulmak isteniyor, bu sizi endişelendirmiyor mu?

-Üç buçuk milyon Suriyeli,  Türkiye topraklarında yaşıyor ve bu bilançonun ekonomik yükünü büyük oranda Türkiye çekiyor. Bu milyonlarca insan kendi ülkeleri dururken daha ne kadar bu topraklarda yurtsuz yuvasız birer mülteci olarak yaşayacak? Bu insanların mutsuzluğu sizi endişelendirmiyor mu?

-Suriye teröristler tarafından işgal edilmiş bir ülkedir ve teröristlerle sınır komşusu olunmaz diyen hükümeti peki siz hangi argümanla ne ile suçluyorsunuz? PKK ile komşu olmak sizi endişelendirmiyor mu?

Hanımlar, Beyler!

-Türkiye Cumhuriyetinin bu Suriye çıkışı aslanın kükremesi kabilinden çok önemli bir çıkıştır! Teröristlerin elini kolunu sallayarak sınırlarımızda dolaşmasına set çekilmesi olayıdır! 

Türkiye bu bölgeye çok büyük bedeller ödeyerek girdi.

Bu bölgede tam olarak asayişi temin etmeden, bütün taşlar yerine oturmadan, merkezi Suriye devleti otoriteyi kurmadan asla ve kata Türk Ordusu bölgeden çekilmemelidir. Orada şehit vererek, kan dökerek bedel ödüyorsak sınırlarımızı gerçek anlamda güvence altına almadan ordumuz oralardan ayrılmamalıdır.

Vatanımızın bekası için bu millet her şeye katlanır, katlanacaktır.

Bu milletin katlanamadığı tek şey vardır o da hürriyetinin ve vatanının tehlikeye girmesidir. Ya istiklal ya ölüm diyen bu milletin feraseti ve dirayeti tescillidir! 

İç siyasetin kazanımlarını hesaplayarak Suriye politikasını eleştirmek kimselere hayır getirmez. Hakikat şudur ki Türkiye cumhuriyeti Batılı palavracılara Hoca Nasrettin usulünce cevap veriyor:

-HALEP ORADAYSA ARŞIN BURADA!