Turizm sektörünün içinden gelen ve bu nedenle sektör açısından hakkında “olumlu” yorumlar yapılan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy, geçtiğimiz günlerde bir konuyu gündeme getirdi ama kamuoyu pek de üzerine düşmedi, cılız kaldı.
Oysa sürekli gündemde tutup bu konuyu “doğru” ve “kalıcı” şekilde bir düzene sokmamız gerek.
Çünkü yılların tuhaflığı ve ayıbıdır bu. Ve niçin devlet olarak, turizm sektörü olarak bu konuya yıllardır kayıtsız kalınmıştır anlamak mümkün değil.
Velhasıl, umursamazlıktan olsa gerek, bunca yıl yeterince önemsenmemiştir.
“Turkey”den bahsediyoruz.
Uluslararası platformlarda, turizm sektöründe, havaalanlarında, yarışmalarda Türkiye’nin adı ne diye geçiyor?
Turkey.
Anlamını biliyorsunuz zaten; hindi.
Google’a “Turkey” yazın; tamam web olarak tarama yaptığınızda, biz çıkıyoruz; Türkiye çıkıyor.
Ama görsellerde arama yaptırın.
Komple hindi.
Türkiye’ye “Turkey” denmesinin tarihsel geçmişini bir kenarda bırakalım da 21.yüzyılda halen neden kendimize hindi dedirtiyoruz onu tartışalım.
Kültür ve Turizm Bakanı da bundan rahatsız olmuş olacak ki geçenlerde “Turkey yerine Turkish kullanalım, kullanılsın” dedi.
Peki Turkish, Türkiye mi?..
Değil.
Turkish yazınca google’a; tamam yine ülke olarak biz çıkıyoruz amma kelime olarak Turkish Türkiye’yi karşılamıyor ki.
Hem biz neden kendi ismimizi kendimiz gibi kullanmıyoruz; kullandırtmıyoruz; ciddi ve kararlı bir tavır sergilemiyoruz ki?..
Başlarsın Birleşmiş Milletler’den, NATO’dan, Avrupa Konseyi’nden, UEFA’dan, FIFA’dan, AİHM’den…
Önce kurumsal bazda ve uluslararası kuruluşlarda tepkini ve tavrını koyarsın.
Bundan böyle Türkiye Cumhuriyeti “Turkiye” olarak kullanılacaktır dersin. Hiçbir yere Turkey yazmazsın, Turkey kullanılan toplantıya katılmazsın…
Ülke ismini orijinal haliyle kullanmak ve bunda diretmek hakkımız değil mi ve zor bir şey de değil isteğimizi almak.
O zaman neden “hindi”liğe devam?
Sayın Bakanın Turkish’e dönüştürme çabasını da anlamış değiliz zira Turkish kelimesi, dilbilimcilerine sorun, Türkiye Cumhuriyeti’ni karşılamıyor anlam olarak.
Ki ne gerek var kelime arayışına.
“Turkiye” dersin; aynını yazarsın, sadece İngilizcede ü harfi bulunmadığı için bu harfi noktasız yazar geçersin.
Lakin bunu önce “devletin istemesi gerek”.
Kültür Bakanımız böyle bir değişim yönünde konuyu ortaya atmışken Euro 2024 adaylığında kendi tanıtımında “Turkey”i kullanmazsın.
“Turkiye” dersin.
2024 UEFA tanıtımında “Turkiye 2024” deseydik misal, Avrupa tanımayacak mıydı bizi?..
Hindilikten artık vazgeçmemiz gerek.
Yakışmıyor.
Başka bir devlette böyle bir şey yok.
Her ülke, ismiyle anılıyor; her ülke kendi isminden vazgeçmiyor.
Bizimki gibi tuhaf anlama gelen haliyle de kullanılan yok.
“Turkey” ne?..
Hindi.
“Turkiye” varken “Turkish” tercihi yerinde mi?
Değil.
Basit konular bunlar.
Ama bir bakıma onlarca yıldır bizi ince ince yaralayıp duruyor.
Basit sorunları önemsemezsek ileride komik hal alıp ciddi sorunlara eğilemez hale geliyoruz.
“Turkey”den kurtulmak gerek.
Turkish değil, “Turkiye”nin peşinde koşmak, kamuoyu yaratmak, her daim dünya liginde “Turkiye” kelimesini yeğlememiz gerek.
Daha ötesi var mı?.. İstersek başarılmaz mı?..
HİNDİLİĞİN LÜZUMU YOK!
Av. M. Alp KAAN
Yorumlar