Gözle görünmeyen bir varlığın vereceği zarar yaşanarak öğrenilince işin ciddiyeti ortaya çıkıyor. Güç savaşlarının nükleer silahlar, siber savaşlar, teknolojik yarışlarla yapıldığı çağımızda bundan böyle her ülkenin, her güç odağının ilgi alanına artık virüslerle saldırı ve virüslerle mücadele yöntemleri girecek.
Trilyon dolarlar dökülerek üretilen silahlar dünyada başarılı olmak için yeterli olmayacak. Olmadığı da görülüyor. Bugün dünyanın en ağır askeri gücüne sahip devletlerin virüs karşısında acizlikleri ortada. Farkında mıyız bilmiyorum ama dünyanın en güçlü devleti olarak gördüğümüz ABD Ordusu’nun Deniz Kuvvetleri Komutanı istifa etmek zorunda kaldı. Dünyanın en büyük uçak gemilerinden biri Okyanus kenarına demir atıp karantinaya alındı.
Korona virüs salgını konusunda benim kanaatim bellidir. Bu dünyayı değiştirecek ve bu amaçla planlanan çok ciddi bir saldırıdır. Devletlerin yöneticilerini çaresiz bırakan bundan böyle kötü niyetli ellerde atom bombasından etkili bir silah.
Evet, bu salgın sonrası dünya eskisi gibi olmayacak. Fakat ne olacağını ise çok kimse bilmiyor. Bilenlerin hamleleri ise daha net görünmüyor. Fakat dünyada üretimden ticarete, sosyal hayattan, kültürel yapıya her şeyi kilitlendiği bir gerçek. Dinini ritüeller ise zaten bitti.
Hikâye bu ya asırlar önce yolda giderken tüccarın biri Veba’yı görmüş. Nereye gittiğini sormuş. Veba’da Bağdat’a gidiyorum demiş. Ne kadar insan öldüreceksin deyince 5 bin insan cevabını vermiş. Aradan bir zaman geçtikten sonra Veba’nın geri dönüşüne yine bizim tüccar rastlamış. Demiş ki 5 bin insan öldüreceğini söyledin. Oysa 60 bin insan öldü sözünde durmadın demiş. Vefa ben sözümde durdum. 5 bin insan öldürdüm. Diğerleri korkudan öldü cevabını vermiş. Bu hikâyede olduğu gibi tıpkı bugün insanlarımız koronadan çok korona üzerinden oluşturulan korkularla esir alınmaktadır.
Bugünlerde o kadar farklı iddialar ve bu iddiaları destekleyen veriler önüme geliyor ki, korona salgını üzerinden yeni mevziler elde etme peşine düşen güç odakları var. ABD’de ki salgın nedeniyle Deniz Kuvvetleri Komutanının istifası basite alınacak bir durum değil. ABD’de özellikle Ordu yönetiminde ciddi hareketlenme var.
Trump’ın altının boşaltıldığı, damadının pasifsize edildiği söyleniyor. İspanya ve İtalya’da NATO’nun inisiyatif alma hamlelerinden söz ediliyor. Bu konuda Yunanistan, Almanya, Fransa’dan benzeri haberler var.
The Ecomonist dergisi durup dururken NATO’nun Türkiye’ye yardım etmesi gerektiği gibi garip makalelerine şahit oluyoruz. İçimizde ise bazı ağızlardan İMF’den ve Dünya Bankasından neden kredi almadığımız sorgulanıyor. Hatta NATO maşalarının salgın nedeniyle özellikle vakaları bahane ederek Ankara, İstanbul ve İzmir’de OHAL için bastırdıkları iddiaları bile var.
Kısaca bir el ülkeleri küresel yapıları elinde bulunduranlara teslim olmalarını sağlamak için salgını alt yapı olarak kullanıyor..
Öyle görülüyor ki küreselcilerin hedefinde global bir devlet yapısı planladıkları var. Bir gün sabah uyandığınızda Dünya Sağlık Örgütü’nü Sağlık Bakanlığı, İMF ve Dünya Bankasını ekonomi bakanlığı, NATO’yu Savunma Bakanlığı, Amazon’u Ticaret Bakanlığı olarak görürseniz şaşırmayın. Hatta Dünya Sağlık Örgütü ile işbirliği halindeki Washington Post’tu da ne olarak göreceğiz? Onu bilmiyorum
Cuma’nın hayrı üzerinize olsun…