Tarihe malolmuş yüzlerce binlerce kahramanımız insanlığın birer kutup yıldızı olarak günümüze hâlâ ışık tutmakta ve kıyamete kadar da tutacaktır. Biz buna kısaca ‘’Tarihe şan veren kahramanlar’’ diyoruz. Asrı saadetten günümüze kadar İslam’ın şanlı bayrağını günümüze şanla şerefle taşıyan bu kahramanlarımızın her zafer sonrası sevinçleri olduğu kadar, zafer sonrası hüzünleri ve üzüntüleri de elbette olmuştur. Tayyip Beyin 31 Mart 2019 zaferi ve zafer sonrası hüznü de bunlardan birisidir diyebiliriz.(!)
Ecdadımız hiçbir zaman tek düşman devlete karşı savaşmamıştır. Her savaşta en az beş veya altı düşman devlet, ordularını birleştirerek tarihin şeref levhası mesabesindeki ecdadımızı tarihten silmek istemişlerdir. Çünkü Haçlıların, hak ve adalete ve bu mefhumlar uğrunda mücadele edenlere tahammülleri hiçbir zaman olmamıştır. Mohaç’a bakın, Haçova’ya bakın, Niğbolu’ya bakın, Çaldıran’a bakın, Malazgirte bakın, Balkan savaşlarına bakın, Çanakkaleye bakın, Milli Mücadele savaşlarımıza bakın hep yedi düvel dediğimiz kalleş haçlı sürülerini göreceksiniz. Tamamının amacı İslam dünyasının hamisi olan Osmanlıyı yok etmek ve garip İslam diyarlarının yer altı ve yerüstü zenginliklerini çalıp ülkelerine taşımaktı. Bunu kısmen de yaptılar. İslam ülkelerindeki yerli işbirlikçileri vasıtasıyla ve halen de yapıyorlar şanlı Türk’ün olmadığı yerlerde veya elimizin uzanamadığı diyarlarda.
Emperyalist haçlı sürüleri Osmanlıya karşı yaptıkları her savaşta mutlaka içimizden bir güruhu kullanarak, kaleyi içeriden fethetme taktiğine başvurmuşlardır. Ertuğrul Gazi ile başlayan Anadolu futühatında bunun yüzlerce örneğini görmek mümkündür. Günümüzde ise bu savaşlar artık ordu gücüne başvurmadan iç darbelerle, isyanlarla, iktidar değişiklikleriyle ve bazı partilere yapılan desteklerle yapılmaktadır. Sultan Abdülaziz’in Osmanlı paşaları vasıtasıyla katledilmesi, Sultan Abdülhamit’in yine Osmanlı paşaları vasıtasıyla tahttan indirilmesi, Sultan Vahdettin in ve Osmanlı hanedanının vatandan kovulması, 27 Mayıs ihtilâli ve Menderesin iki bakanıyla birlikte asılması, 28 Şubat ve Erbakan’ın iktidardan indirilmesi, Tayyip beye karşı yapılan 15 Temmuz kalkışması hep haçlı sürülerinin günümüzdeki farklı fraksiyonlarının yerli işbirlikçilerle yaptıkları ihanetin bir başka tezahürü değilmidir? Bu hainliklerin hepsinde yerli işbirlikçilerin desteği sırıtmıyor mu? Tayyip Bey ve dolayısıyla Türkiye Devleti düşmanlıkları da şimdilik bu ihanet zincirin son halkasıdır.(!)
31 Mart 2019 Mahalli idareler seçimlerinde Batı dünyasının, Haçlı işbirliği yine işbaşında değimliydi. Başta ABD olmak üzere tüm AB ülkeleri Tayyip Beye karşı olan yerli muhalefetle işbirliği yapmadılar mı? Anadolu’nun herhangi bir ilinin, ilçesinin, beldesinin belediye Başkanı bunları neden ilgilendiriyor acaba? İstanbul Ankara ve İzmir’e neden bu kadar ehemniyet veriyorlar hiç düşündük mü?
Peki, dış güçlerin içimizdeki işbirlikçilerle yaptıkları gizli açık ittifaklarını görüyoruz ve anlıyoruz. Ve fakat yine içimizdeki bizden olduklarını zannettiğimiz alnı secdelilerin bunlarla yaptıkları dirsek temasına ne diyeceğiz? Gizli açık ittifak ederek bazı illerin, ilçelerin, beldelerin ve bazı Büyükşehirlerin Tayyip beyin elinden kıl payı denilecek kadar az oyla ve yalanla dolanla, seçim hileleriyle oy hırsızlıklarıyla, sandık tutanak eşkıyalıklarıyla, birleştirme tutanaklarındaki sahtekârlıklarla elden çıkmasına vesile oldular. Şimdi o kaybedilen yerlerde şampanyalarla, Viskilerle kutlamalar yapılıyor. Eyy işbirlikçi Tayyip düşmanları memnunmusunuz? Halbuki biz müşterek dualarımızda yıllarca; ‘’yarabbi şampanya patlatacakların değil, şükür secdesi yapacakların kazanmasını nasip eyle ‘’diye dua etmiştik.(!)
İslam aleminin ve Tüm Müslüman ülkelerin, tüm Müslümanların ve tüm ezilmiş halkların hamisi Cumhurbaşkanımız, Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın küfür dünyasından yeterince düşmanı var. Ey alnı secdeliler sizin düşmanlığınızı ne ile izah edeceğiz? Bakın minik partinizin minicik lideri cami düşmanlığında CHP yi bile solladı. Çamlıcaya yapılan 60 bin kişilik Muhteşem Çamlıca camiine ne gerek vardı diyerek haçlı dünyasını, cami düşmanlarını ve yerli işbirlikçilerini sevindiriyor.(!) Tıpkı, bazı Namaz, Ezan, cami düşmanlarının; Ayasofya camii varken Sultanahmet camiine ne gerek vardı? Süleymaniye’ye ne gerek vardı? Selimiye’ye ne gerek vardı? Hacı bayram camiine ne gerek vardı, Kocatepe camiine ne gerek vardı ve Balıkesir’deki Zağanos paşa camiine ne gerek vardı dedikleri gibi.. Sözün burasında liderimiz Tayyip beye bir hatırlatmada bulunalım. Bakın Şams-i Tebrizi ne diyor; Ne zaman ki, düşmanlarım çoğaldı, anladım ki; ben doğru yoldayım…
NE ZAMAN Kİ, DÜŞMANLARIM ÇOĞALDI...!
Nevzat ÖZPELİTOĞLU
Yorumlar