Dostlar Allah rızası için bu yazıyı sonuna kadar okuyun, içi yanan bir kardeşinizin feryadına duyun. Ortalığı fitne ateşi sarmış, fitneye sizde ortak olmayın.
Pazar günü Ankara'da tarihi bir gün yaşandı. Yurdumun her köşesinden insanlar, liderleri Recep Tayyip Erdoğan'la hasret gidermek, onun geri dönüşünü görmek için, Ülkemin kalbi olan Hacı Bayramın Veli Hazretlerinin şehri Ankara'ya oluk oluk aktı.
Ankara Arena da buluşan on binler, televizyon ekranlarındaki biz milyonlar, bu büyük buluşmayı gözyaşları içerisinde izledik.
İnsanlar kadın-erkek yollara düştü. Köyden kasabadan ilçeden, sokak mahalle şehirlerden. Dertleri bu kutlu yolculuğun bugünkü bayraktarı lideri, zalimlerin düşmanı, mazlumların dostu Milletimizin emekleriyle, terleriyle dualarıyla, oylarıyla büyüttükleri kendilerinden olan, ağabeyleri amcaları,evlatları Reisleri liderleri Recep Tayyip Erdoğan'la vuslat gidermek ti.
Ankara'ya koşan analar babalar gençler, bütün cihana dosta düşmana şöyle haykırıyorlardı.
2002'de meclise sokma sanız da, 2008'de partimizi kapatmaya çalışsanız da, 2013'de halkı sokaklara dökseniz de, 15 Temmuz da darbe yapıp bizi birbirimizden koparmaya çalışsanız da.
Ölürüz, bu yolda Şehit ya da Gazi oluruz. Bu vatanı bu toprakları kimseye vermeyiz, ihanet içerisinde olan babamız kardeşimiz eşimiz dostumuz dahi olsa, biz sana İnandık, dava uğruna Memleket sevdana şahidiz Reis.
Yürü arkanda değil, kefenlerimizi giydik, yanı başında olduğumuzu yedi düvele haykırmak için yollara düştük.
Kongre bitti, kimileri sevindi, kimileri üzüldü. Dün dünde kaldı dostlar, bugünden sonra bizlerin el ele vermesi, hayırlı işler şeyler yapması lazım.
Dostlar çıktığımız bu yol, bir parti davası değil, yandaşları, yoldaşları, dostları arkadaşları, bir yerlere, makam mevkilere getirme mücadelesi değil. Bu dava 1400 yıldır Hilal ile Haçın, bu dava Hak ile batılın, kıyamete kadar sürecek olan mücadelesi, kavgası.
Ne diyor Reis; bu kutlu yürüyüşe, davaya yanlış yapan ben bile olsam, gereğini yapın, bütün haklarım size helaldir.
Bizler bunu diyen bir lidere sahip olduktan sonra, kongre de seçilen 50 kişilik yönetim de Ahmetler olmuş Mehmetler olmuş, Hasanlar Hüseyinler listelere konmamış bize ne.
Derdimiz davamız ise, mesele büyük Türkiye ise, mesele hak Adalet mücadelesi ise, mesele dünya mazlumların hamisi, onların haykıran sesi olmak ise,sen olmuşsun ben olmuşum kavgası niye.
Bu dünya, ne Ahmetlere kalır ne Mehmetlere, nede kaldı, Hasanlara Hüseyinlere, size göre bu kongrede yapılan bir yanlış varsa düzelir altı ay sonra ki kongrede.
Sonuçta bizler hepimiz kardeşiz, hepimiz bu davanın, bu kutlu yolculuğun birer bekçisi, neferiyiz.
Sonuçta sizler, bizler hepimiz, bu Milletin efendileri değil, hizmetçileriyiz.
Bir Hadisi Şerif'te Yüce Peygamberimiz bizlere şöyle sesleniyor. ''Kıyamet gününde bir kişi şöyle temennide bulunacaktır, Keşke Süreyya yıldızından düşüp parça parça olsaydım da, halkın başına idareci olarak geçmeseydim.''
Diğer bir hadiste Yüce Peygamberimiz ''On veya daha fazla insana emreden kimse, adaletten ayrıldığı takdirde kıyamet günü, elleri kelepçeli, boynu zincirli olarak hesap yerine getirilir'' buyuruyor.
Diğer bir hadisi Şerif'te ''Kim bu Ümmetin başına Amir olarak geçtikten sonra adaletten şaşarsa, Hazreti Allah onu yüz üstü cehenneme atacaktır'' buyuruyor Peygamberimiz (Sav.)
Şimdi düşünün bakalım, biz bu Millete efendilik taslayıp cehenneme yüz üstümü atılacağız, yoksa Milleti Efendi kendimizi hizmetçi görüp, adaletle yönetim sergileyip, mahşerde arşın gölgesinde gölgelenenler den mi olacağız.. .
Ey Müslümanlar silkinin kendinize gelin.
Dün Ankara'da Reis, yeni bir Kurtuluş mücadelesinin fişeği ateşledi. Milletimiz, Devletimiz, dışarıdaki ve içerideki hainlere karşı var olma savaşı veriyor.
Gün artık kaprislerimiz den, küçük hesaplarımızdan kurtulma, ayrışma birbirimizi yerme zamanı değil.
Gün kuruluşumuzdan bu yana, eski yeni, vekiller, belediye başkanları, il- ilçe başkan ve yöneticileri, sandık müşahitleri,
partimizin üyeleri ile, sımsıkı sarılma, safları sıklaştırma, kırgınlıklarımızı unutma, nefislerimizi Allah rızası için ayaklarımızın altına alma zamanı.
Zaman geçiyor, 2019 belediye, milletvekilliği ve hepsinden önemlisi 16 Nisan'da %51.5 geçen başkanlık seçimlerine iki sene kaldı.
Beyler, bayanlar, gençler; bu dava bir Partinin iktidar olması, belediyeleri bizlerin yönetmesi davası değil.
Bu dava kim vekil, kim belediye başkanı, kim il- ilçe başkanı olacak diye mücadele ettiğimiz, dünyevi hırslarımızı tatmin edeceğimiz, bir parti veya particilik davası değil.
Bugün biz varız, yarın belki yokuz.
Bizlere Rabbim Benim için ne yaptın diye soracak, benim için bir birinizi sevdiniz mi diye soracak, emanete sahip çıktınız mı diye soracak, benim rızamı gözettiniz mi diye soracak, yetimin öksüzün dulun, garip gurabanın hakkını korudunuz mu, adaletle hükmettiniz mi diye soracak.
Rabbim bizlere mazlumun yanında, zalimin karşısında durdunuz mu diye soracak.
Yeniler eskiler, şimdiye kadar seçilmiş tüm vekiller, belediye başkanları, il başkanları, ilçe başkanları, kadın kolları gençlik kolları,yönetim kurulu üyeleri,partimizin bu davaya canı gönülden destek veren on binlerce üyeleri.
2019 da yapılacak seçimler de,ağlamak, kahrolmak, gelecek nesillerimizin beddualarını almak istemiyorsak, 28 Şubattaki gibi günlerin tekrarlanmasını istemiyor, 15 Temmuz ihanet çetesinin Ülkemizi Milletimizi bölüm parçalamasını istemiyorsak, bebek katili pkk'nın Ülkemi Türk- Kürt diye bölüp parçalamasını istemiyorsak, bu topraklar üzerinde büyük İsrail devletinin kurulmasını istemiyorsak.
Barışalım,sarılıp helalleşelim, kardeş olalım, bu kutlu davanın, Allah rızası için birer gerçek gönül erenleri olalım.
Yoksa bu Millet, bizim ayağa kalkmamızı bekleyen bu Ümmet, haklarını helal etmez bize.
O zaman vay halimize, vay halinize.
Selam ve dua ile