Dünyayı kasıp kavuran korona virüs salgını yayılmaya devam ediyor. Ülkeleri resmen esir aldı. İnsanları evlerine hapsetti. Çin’in Wuhan şehrinde başlayan salgının çıkış nedeni halen açıklığa kavuşmuş değil. Virüsün çıkışı hakkında birçok iddia ortaya atıldı. Yarasalar, yılanlar, yabani hayvanlar gibi.
Korona virüsü hakkında Çin’den hiçbir şekilde net bilgi alamadık. Farklı amaç taşıyan dezenformasyonlar nedeniyle gelen doğru bilgiler de arada kaynadı gitti. Devletin ilgili birimlerinin hangi derecede korona virüsünün hem içeriği hem çıkış noktası hem de yayılma aşamaları hakkında detaylı ve sağlam bilgiler toparladığını bilmiyoruz.
O günlerde Wuhan’dan direk bilgi alan dostlarımız virüsün çıkış noktası hakkında yarasalar, yılanlar, yabani hayvanlar ile birlikte farklı bilgiler ulaştırdılar.. Bunlardan birini çok önemsiyorum. İlk vakaların ortak özelliğinin aynı saatlerde aynı tren istasyonun da bulunmaları bilgisiydi.
Bu arada bilgisine ve değerlendirmelerine önem verdiğim bir başka dostum Çin’deki salgın başladığında ve yarasalar konusu gündeme geldiğinde “Yarasa salgısı” konusunda uyarılarda bulundu. Dünyada bu salgı için bazı güçlerin üzerinde ısrarla durduğu konusuna dikkat çekti. Hatta bu yarasa salgısının nükleer silah başlıkları için neden önemli olduğuna işaret etti. Halen de salgın ile arasında bağlantı kurmakta zorluk çekiyorum ama gelinen nokta da bu notu düşmek gerekir diye düşünüyorum.
Bugün için artık korona virüsü dünya çapında resmen bir salgındır. Ama çok önemli ayrıntı bu salgının çıkış noktasının mutlaka çözülmesidir. Çıkış noktası çözülmezse alınacak tedbirlerin sonuç vermesi zorlaşacaktır. Öncelikle doğal bir salgın mı yoksa yapay bir salgın mı olduğudur. İşte bu noktada yapay veya doğal salgın olması çok şeyi değiştirecektir.
Çin’de bu salgın başlamadan önce ABD ile aralarında yaşadıkları ticaret savaşlarını unutmamak gerekir. Salgın başladığında bunun Çin’i dize getirmek için ABD tarafından çıkarılmış olduğu iddiaları ortaya atıldı. Günlerce de konuşuldu. Çin yetkili ağızlarından bu salgın hakkında ABD’yi suçlayan beyanlarda duyuldu.
Bugün ise ABD ülkede yayılmakta olan salgın dolayısıyla Çin’i suçlamaya başladı. Resmi ağızlar tarafından yapılan bu açıklamaları kesinlikle bir kenara atmak mümkün değil.
Eğer bu bir saldırı salgını ise ve devletlerarasında bir birlerini suçlayıcı duruma geldiyse sormak gerekir; bu salgın kim ve kimler tarafından planlanmıştır? Amacı nedir? Dünyayı karantinaya koyan bu salgının sonucunda ne olacaktır? Eğer devletler bu konuda aciz kalıyorsa devletler üstü güçler kimlerdir? Salgını kimler nasıl yaymakta ve kendileri bu salgından nasıl korunmaktadır?
Eğer bu saldırı salgınıysa ülkemizde dâhil olmak üzere bununla nasıl mücadele edilmeli ve hangi tedbirler alınmalıdır? Saldırı salgınını yayanların hedefe ulaşmak için daha farklı hangi tuzakları kurmuşlardır? Salgının önlenmesini engellemek için hangi toplumsal hasiyetlerle oynayabilirler?
Şu an ülkeler arasında bu salgını durduracak ilaç ve aşı konusunda müthiş istihbarat savaşları yaşanmaktadır. Farklı ülkelerde çıkan ilaç ve aşı bulunma hikâyelerinin altında bu savaşlar yatmaktadır. Bu noktada salgını durduracak ilaç ve aşı çalışmaları ülkelerin istihbarat birimleri tarafından yakından takip edilmektedir. Bu durumda uluslar arası müthiş bir piyasa oluşmuş gözüküyor. Çok uyanık olarak bilinen MOSAD’ın bazı uluslar arası şebekelerin tezgâhına düştüğü İsrail’in bulduğu açıklanan aşının farklı bir virüs için üretildiğinin ortaya çıkması ile anlaşılıyor.
Kısaca bütün dünyaya yayılan korona virüsü eğer yapay bir salgın ise çok hızlı şekilde yaymada kullandıkları metotlara karşı önlem alınmalıdır.
Öyle görünüyor ki dünyanın en önemli ticaret şehri Wuhan, Şiiliğin merkezi Kum, Müslümanların kutsal merkezi Mekke-Medine, Hıristiyanlığın merkezi İtalya üzerinden yayılması tesadüf olmasa gerek.
Bu salgını planlayanlar hedeflerine ulaşmada yetersiz kaldılarsa kesinlikle farklı yollar deneyerek bu salgın saldırısını devam ettireceklerdir. Bu nedenle hızlı bir şekilde saldırılarına devam edebilecekleri bütün yolların belirlenerek gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Kalın sağlıcakla…