Şühedalar yurdu aziz vatanımızın başta Kahraman Maraş olmak üzre 11 kahraman şehri ve bu 11 kahraman şehrimizin binlerce kahraman evlâtları, belki de tarihin ender şahit olacağı bir afetle, bir felâketle karşı karşıya geldiler. Şehirlerimiz yerle bir oldu onbinlerce kahramanımız deprem şehidi olarak tarih sayfalarına yazılırken, onbinlerle, yüzbinlerle ifade edilecek kadar çok kahramanımız da deprem gazisi oldular.
Deprem şehitlerimize Rabbimizden rahmet, deprem gazilerimize de acil şifalar dilemek inanan insanların en birinci kulluk görevlerindendi ve de öyle oldu. İnanan insanımız büyük bir tevekkülle Rabbine yönelip dua ederken, felâket tellâlı solaklar ve salaklar tıynetlerinin gereğini yaparak yalanlarıyla iftiraları ve uyduruk haberleriyle kaos peşinde koşturdular.
Şühedalar yurdu aziz vatanımızın onbinlerce insanı Polisiyle, askeriyle, Jandarmasıyla, doktoruyla, sağlık kuruluşları ve gönlü merhamet dolu yüzlerce vicdan sahibi insanımız, dernek ve teşekküllerimiz deprem bölgesindeki çalışmalara büyük bir özveriyle katıldılar.
Solaklar ve salaklar klavye başına koştular ve yine sütlerinin iktizasını yaparak, yalan ve iftira dolu hikâyeler uydurdular. Çünkü solak ve salaklarda vicdan olmadığı gibi merhamet kırıntısı bile yoktu. Demokrasi ve insan hakları denilen şeyi bile çıkarları uğruna hilkat garibesine çevirdiler.
Dezenformasyon merkezlerinin ürettiği sistematik yalanlarla acılı insanlarımız arasında bir panik uyandırıp, kaos çıkarmak ve bu kaosla Tayyip Beyi ve dolayısıyla Hükümeti devirebilmek veya en azından yaralayabilmek şantajına başvurdular.
Çünkü solaklar ve salaklar için her yol mubahtı.(!) Yalan iftira ve hayali tertiplerle acılı insanlar arasında panik yaratıp, kaos ortamı husule getirebilirlerse belki Hükümeti devirebileceklerine ve belki de Tayyip Beyi bir nebze de olsa yaralayabileceklerine inanıyorlardı.
Deprem bölgelerinde enkaz altından analarını, Babalarını, evlatlarını çıkarabilmek için çırpınan insanlara, daha bir korku verebilmek ve bir panik ortamı yaratarak bunu oy’a çevirebilmek için en adi yalanlara başvuran solaklar ve salaklar yalanlarına; ‘’enkazdan sadece AK Partilileri kurtarıyorlar’’ iftirası ve şerefsizliğiyle başladılar.
Devamla ‘’Maraş’ta yeni bir fay hattı kopmuş, daha büyük bir deprem geliyor ‘’dediler. ‘’Hatay’da baraj patlamış herkes canını kurtarsın’’ şayiasını yaydılar. Mezhep kavgası çıkarabilmek için ‘’Kürtlere ve Alevilere yardım edilmiyor, Kürtler ve aleviler enkaz altından çıkarılmıyor’’ yalanını ürettiler. ‘’Türkiye-Suriye sınır hattındaki duvar yıkıldı, Suriyeli bazı çeteler deprem bölgesine yağmaya geliyorlar’’ dediler. ‘’Hatay’lılara çadır vermiyorlar’’ diyerek milletimiz arasına nifak tohumu ekmeye çalıştılar. ‘’Arap, Kürt, alevi nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelere AFAD, Kızılay ve diğer yardım kuruluşları gitmiyor’’ yalanını yaydılar.
Emperyalist devletlerin yerli uzantıları olan solak ve salak taifesinin Tek gayeleri ve amaçları; Türkiye’yi karalamak dünya devletleri arasında aşağılamak ve özellikle yalan ve iftiralarla Hükümeti ve Tayyip Beyi önce milletimizin gözünden ve daha sonra iktidardan düşürmekti.
Solak ve salaklar taifesi Tayyip beyi ve Ak Partiyi karalamak için depremi ve depremin meydana getirdiği acıları dahi istismar ederek kullanma adiliğine tevessül ettiler. Şeref ve vicdan yoksunu yalan ve iftiralarına depremzede kardeşlerimiz ve milletimiz kulak asmasa da, paniğe kapılan pek çok vatandaşımız maalesef oldu.
Sadece belli başlı birkaç yalan ve iftiralarına değindiğimiz masa başı dezenformasyon yalanları onlarca değil yüzlerce idi. Adamların derdi bir depremzedeye yardıma gideyim, bir garibe yardım edeyim, enkaz altındaki bir bebeye bir damla da olsa su vereyim değil, depremi ve depremzedeyi nasıl istismar ederim de, bu insanları Tayyip Bey ve Ak Partiden nasıl vazgeçirebilirimdi.
Cumhuriyet tarihi boyunca istismar ederek kullandıkları Askeriye cenahı artık bu solak ve salaklara yüz vermiyor, milletinin yanında ve milletinden icazetli iktidara bağlılığını gösteriyor ya, işte bu sebeple kahroluyor ve en adi yalan, iftira ve istismara sarılarak dezenformasyondan medet umuyorlar.
Tayyip Bey; İnşallah bir yıl içersinde deprem mağduru 11 ilimizi yeniden imar edeceğiz diyerek kolları sıvadı ve besmele ile işe başladı. Şimdilik solak ve salakların pek sesleri çıkmıyor. Çünkü onlarda biliyorlar ki, Tayyip Bey yapacağım derse, yapacağız derse evelallah yapar.
Tayyip Bey, deprem bölgelerini bir yılda imar edip bitirsin, ben Taksimde eşek gibi anırırım diyen de yok. Çünkü biliyorlar ki Tayyip Bey 20 yıllık Ak Parti iktidarında yaparım dediği her şeyi yaptı.
Ayasofya’yı açtığı gibi, Çamlıca tepesine ve Taksime camiyi yaptığı gibi, Marmarayı ve asma köprüleri yaptığı gibi. Yapamaz dedikleri yerli otomobili yaptığı gibi, İHA, SİHA lar yanı sıra yüzde 100 yerli tank, yüzde 100 yerli Helikopter ve yerli uçakları yaptığı gibi . Yüzde 100 yerli silâh sanayiinde her türlü silahı yapıp dış ülkelere ihraç ettiği gibi…
Ak Parti, Tayyip Bey ve Hükümet bu güne kadar belki de tarihin en koordineli kurtarma ve yardım operasyonunu yaparak başarılı bir sınav verdi. Ana muhalefet mevkiinde bulunan CHP nin karikatür lideri ise daha önceleri Kızılay çadırından çıktığı halde bir tane Kızılay çadırı göremedim dediği gibi, şimdide Polis, Asker, Jandarma, AFAD, Kızılay ekiplerini göremedi.! Orman yangınında tepesinde Helikopterler tur atarken, bir tane yangın söndürme helikopter göremedim dediği gibi.
Fakir zengin bütün dünya devletleri deprem bölgesindeydi, yüzlerce sağ cenaha mensup dernek deprem bölgesindeydi, binlerce sarıklı, sakallı, Başörtülü insanımız deprem bölgesinde enkazdan insan çıkarıyor, yaraları sarıyor, Yemek dağıtıyor, çadır kuruyor depremzede insanımıza yardım edebilmek için gecesini gündüzüne katarak çalışıyordu.
Yüzlerce yabancı devlet deprem bölgesinde yardım dağıtıyor yaralarımızın sarılmasına yardımcı oluyordu. Anadolu insanımızın deyişiyle Bulgar gâvuru, Yunan gâvuru bile deprem bölgesindeydi. Peki Solaklar ve mangalda kül bırakmayan sol dermekler ve kuruluşlar nerelerdeydi?
Onlar vicdan ve merhametten zerre kadar nasipdar olmadıkları için, yalan ve iftira üretme peşindeydiler. Dezenformasyon en birinci gıdalarıydı. Her zaman olduğu gibi insani ve İslami yardım konusunda solak ve salaklar yine sınıfta kaldı.