Basının gücünü, kendi şahsi çıkar ve amaçları doğrultusunda kullanan sözde gazete ve gazetecilik maskesi altında şarlatanlık yapanlara prim vermeyin.

İyiyle kötüyü, güzelle çirkini ayırt edin.

Bunu yaptığınızda, "temiz basın, temiz toplum" hayali kendiliğinden gerçeğe dönüşecek.

Böylece hakikatı yazan gazeteler ile hakikatı arayan gazetecilerin sesi daha gür çıkacak, halkın sesi. gözü, kulağı olacaktır.

Şunu unutmayın!

Gerçek manada özgür gazeteciliği,

Atatürk'ün "Fazilet Adaları" diye nitelediği yerel medya yapıyor.


 

İnsanımız yaşadığı kentin

gazetelerini okursa,

televizyonlarını izlerse,

radyolarını dinlerse,

internet medyasını takip ederse,

kalemini milletiyle vatanı için kullanan

gazetecilerine sahip çıkarsa

hem sorunların çözümüne,

hem de demokrasimizin gelişmesine katkı verir.


 

BASIN MESLEK YASASI ŞART

Ülkemizde gazetecilik meslek yasası olmadığı için dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyebilmekte.

Günümüzdeki manzara, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmekte ve kutsal mesleklerden biri olan gazetecilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Daha da kötüsü bu tür kişileri basın mesleğinden uzaklaştıracak yasal düzenleme de bulunmuyor.

Çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası" acilen çıkarılmalı.


 

BAYRAM DEĞİL DAYANIŞMA GÜNÜ

Halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkının aracı olan basın özgürlüğünün önündeki engeller kalkmadıkça, 24 Temmuzlar bizler için bayram olmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk Basınında Sansürün Kaldırılışın 115. yılını BASIN DAYANIŞMA GÜNÜ olarak kutlarken;

başkalarının haklarını ararken en önde giden meslektaşlarımızı hem kendi haklarını arama, hem de medyadaki kirlenmeye karşı, yarın çok geç olmadan bir kez daha örgütlü mücadeleye davet ediyorum.