İnsan
ne çekti, ne çekiyor şu gıybetten.
o lânet olası şeye harcanan enerji
başka işe harcansa var ya..
bırakın ortadoğuyu, evelallah dünyayı fethederiz!
ah bir kurtulabilsek
özümüze dönsek, kitabımıza bir sarılabilsek!
yapar mıyız ki bunu?
başarabilir miyiz ki?
benimkisi de soru sanki..
denemeden nerden bilebiliriz ki?
★
kardeşlerim
ne olursunuz şu illetten kurtulun biraz.
yalvarmam gerekiyorsa, yalvarıyorum size.
bak benim hatalarım olabilir,
içinizden birinin yanlışı bulunabilir.
peki nasıl düzelteceğiz bunu?
çok basit.
★
kapalı kapılar ardında dedikodu üreterek değil
birbirimizi karalayarak, iftira atarak hiç değil
yanyana gelerek
yüz yüze,
göz göze bakarak çözüp düzelteceğiz.
hem her medeni insanın yapması gereken de bu değil midir?
birbirimizi retorik bombardımanına tutmak değil, anlamak bizi ileriye götürür.
unutmayın
diyalog karakterdir ve karakter ise özgünlüktür. maneviyattır, kişiliktir.
★
kardeşlerim,
benim çok sevdiğim bir söz var.
bakın ne diyor bir düşünür;
zannettim
tahmin ettim
öyle söyledi,
şöyle dediler
üzerine iş yürütmek
karar almak hep hata olur.
diyalog kurun.
sorun, soruşturun.
işin aslını öğrenin.
düşünün, taşının.
ondan sonra karar verin ve uygulayın..
★
bu söylediklerin
"bana uymaz" mı diyorsun.
hiç sıkıntı değil benim güzel kardeşim,
yani anlayacağın
bizden yana dert, tasa, gam yok!
sen bildiğin havayı çalıp, mavalı söylemeye,
şarlatanlarla tesanüt yapmaya devam et...
★
et...
etmesine de
İsrafil sur'a üflediğinde ne yapacaksın?
işte onu bilemem.
o sebeple
henüz iş işten geçmeden
gel sen beni dinle
henüz vaktin var iken düşün...
hem bir değil, birkaç kez
hatta akıl sağlığın yerindeyken çok düşün..
hem ne diyor
seni, beni, hepimizi..
cihanı yaratan yüceler yücesi Allah;
"hâlâ akıllarınızı kullanmayacak mısınız?"
★
diyeceğim şu;
kim olursan ol
hangi sıfatı taşıyorsan taşı
başkalarının anlattığı hikayelerle
insanları yargılama.
bakarsın
yarın senin için de bir maval yazılıp okunur!
sonra aklın başına gelir, gelmesine de,
bunu bugünden niye düşünemeyesin ki?
★
son söz;
sen hâlâ 'bana ne' mi diyorsun?
hiç dert değil,
“Ölmüş kardeşinin etini yemek istiyorsan,
dedikodu yapmaya, üretmeye, yaymaya devam et!”
kardeşim
seni ne ben,
ne bir başkası kurtarabilir artık
ateşin bol olsun!
...