Başlığı okuyunca şaşırdınız biliyorum.
Takım ligin dibine demir atmış, sen ne diyorsun birader” demeden önce, hele bir dinleyin.
Hayrete düşülecek durum yok ortada çünkü.
Dalga geçmiyorum, rüya da görmedim.
Gerçekçi olmaya, mantıklı düşünmeye çalışıyorum sadece.
Hem hatırlayın sezon başından bu yana söylediklerimi, yazıya döküp tarihe düştüğüm notlara.
Neler söylemişim, hangi noktalara dikkat çekmişim yazılarımda.
Halep ordaysa arşın burada” denildiği gibi, vesika gibi duruyor yazılar arşivlerde.
Hele bakın bir o yazılara. Ondan sonra konuşalım” diyesim var gerçekleri konuşup yazdığımda, bana küfredenlere ama, şimdi sırası değil.
Rüzgara göre eğilen, yön değiştiren, kalıba göre şekil alan, ilke tanımayan, çizgi tanımayan, ahlâk ve edep tanımayanlara ayıracak ne zamanım var, ne onlar için tüketecek enerjim.
***
Rusların meşhur bir atasözü var; 
Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır..
İşte bugün yaşadığımız tablo veya geldiğimiz nokta, kimin samimi, kimlerin menfaatperest olduğunu alenen anlatıyor.
Biz dün ne dediysek, bugünde aynı yerdeyiz.
İsmail Ertekin öncesine ve sonrasına bir bakın.. Ne demek istediğimi o zaman daha iyi anlayacağınızı umuyorum. 
Bu arada, Ertekin, iyi insan, iyi teknik direktör olabilir. Ayrıca 2'nci ve 1'nci lig şampiyonu takımın teknik direktörüdür. Buna birşey dediğim yok. Tıpkı yönetim gibi Süper Lige çok hafif geldiği kesin.
Kimileri “acemiliğe” verebilir o süreci ama, hangi ligde mücadele ettiğimizi,  bulunduğumuz ligde en küçük hatanın bile su götürmeyeceğini bilmemiz gerekiyordu.
Söylediklerimizin ve çok sevdiğimiz Balıkesirspor'umuzun geleceğini düşünerek dostça uyarılarımızın gecikmeli olsa da dikkate alınması, “zararın neresinden dönerseniz kârdır” deyişine hakkını bir kez daha teslim ediyordu.
***
Yeni teknik adamla, yeni bir anlayışla çıkılan Kasımpaşa, Karabük, Trabzon, Gaziantep ve Akhisar Belediyespor maçlarını getirin gözlerinizin önüne.
Oyuncular hemen hemen aynı oyunculardı. Edilen mücadele, dökülen ter, ortaya konulan performans çok farklıydı.
Takviyeli çıkılan Gaziantep ve Akhisar Belediyespor karşılaşmaları daha bir farklıydı.
Geçmişteki ezik futbolundan, rakibi karşısında düştüğü aciz durumdan eser yoktu.
Kalede ne yapacağını bilen birinin olması, futbolcuların nerede nasıl durulacağını, hangi durumda ne gibi pozisyon alacağını bilmesi... Farklı bir Balıkesirspor'un sahne almasını beraberinde getiriyordu.
Özgüveni yerine gelirken bizim takım oyuncularının, sergilediği performans ise, demoralize duruma düşen biz sevenlerinin umutlarını yeşertiyordu.
Bir teknik direktör değişimi ve iki-üç kaliteli futbolcunun kadroya dahil edilmesiyle yaşandı tüm bunlar. 
***
Demek ki neymiş; 
Tecrübe.. Tecrübe.. Tecrübe..
Demek ki neymiş;
Mantalite.. Mantalite.. Mantalite..
Demek ki neymiş; 
Kalite.. Kalite.. Kalite..
Demem şu ki; 
Balıkesirspor'umuzu rakipleri karşısında izlerken, ezilip büzülmüyorum artık.
Ha şimdi atacaklar.. ha şimdi.. Bu golde yenir mi be kardeşim” diye diye iki büklüm olmuyorum.
Bakalım bu maçta rakip kaleye şut atabilecek miyiz” demiyorum.
***
Son Akhisar Belediyespor maçını seyrederken de hem bizim takıma, hem de kendime güvenim yerindeydi.
Henüz maçın başında 1-0 yenik duruma düşmemize rağmen hem de. 
Gol sonrası “Balıkesirspor iyi başladığı maçta kötü 1 gol yedi..” şeklinde bir twit atmıştım.
“Balıkesirspor bu futbolunu maç sonuna kadar devamı ettirirse Akhisar'a yenilmez!” diyerek ikinci twiti eklemiştim hemen.
Bu arada skor 2-0 oluyordu.
İçimde maçı kaybedeceğimize dair herhangi kaygı, düşünce yoktu, iki farklı yenik duruma düşmesine rağmen bizim takım.
***
İkinci yarı başladığında, gözüm sihirli camda, parmaklarım cep telefonunun mini klavyesindeydi:
“Balıkesirspor, Akhisar'da puan kaybederse çok üzülürüm!!” cümlesi düşüyordu twitteki sayfama.
Sercan Yıldım ve Muğdat Çelik girdikleri pozisyonlarda comörtçe harcadıklarında ise; “Bu maçta da çok gol kaçırıyor Balıkesirspor çooook!!!” duygularını paylaşıyordum sosyal medyadaki takipçilerimle.
Son dakika golü geldiğinde, attığım çığlık, kopardığım alkış tufanı bizim evdekileri bile coşturuyordu. 
Balıkesirspor Akhisar maçını kaybetseydi gerçekten çok üzülürdüm..” diyerek o andaki duygularımı da, 7/24 gazeteciliğin yapıldığı, bilinen veya bilinmeyen haberlerin paylaşıldığı, yazılamayanların yazıldığı twitter aracılığıyla dillendirdim.
***
Maç biter bitmez, sıcağı sıcağına birde şunları paylaşmışım:
- “Son iki maçında son saniye golleriyle 4 puan kaybeden Balıkesirspor bu kez son saniye golüyle 1 puan kazandı. 1 puan 1 puandır ve çok değerlidir..”
- “Balıkesirspor 19.  haftada sahasında oynayacağı maçta Konya'yı yendiği takdirde Süper Ligde kalacağını ilan eder.. Bunu bir yere not edin..!”
- “Balıkesirspor kalan 16 maçından 9'unu iç sahada oynayacak.
9 çarpı 3 eşittir 27.. 
Artı 13 eşittir 40..
Bu puan bizi Avrupa'ya götürür!!!”
....
Götürür mü, götürmez mi?
Bunu hep birlikte göreceğiz ama, kesin olan şu:
İçerde oynanacak 9 maçtaki rakipler, gerçek rakibimiz.
Torku Konyaspor, Eskişehirspor, Kayseri Erciyes, Kardemir Karabük, Çaykur Rize, Gençlerbirliği..
...ve Başakşehir, Mersin ile Gaziantep...
İlk 6 takım Balıkesirspor ile birlikte düşme potasında
Bunları mutlaka iyi ağırlamak, puansız göndermek zorundayız..
Gönderir miyiz.. Göndeririz!
Başakşehir, Mersin ile Gaziantep'i de yener miyiz, yeneriz!
Zirvedeki takımlardan da deplasmanda öyle ya da böyle üç-beş puan alır mıyız, alırız!
Şu andaki puanımız 13.. Ligin dibindeyiz.. 
ve buna rağmen “Bal-Kes bizi Avrupa'ya götür” diyebiliyorsak, bu kaybolan öz güvenimizin geri geldiğini gösterir ki, bu bile büyük kazanımdır Balıkesir ve Balıkesirspor'umuz adına..
31 Ocak 2015