GAZETE Balıkesir'in dünkü manşeti dikkatinizi çekmiştir sanırım.

"Zenginler iyi okusun" başlığı altındaki haber bana çok ilginç geldi.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı A. Edip Uğur'u karşısında gören bir vatandaş adeta patlamış!

Herkesin kıyıda-kenarda 'dedikodu' üzerine konuştuğu ancak dillendiremediği konuları yüksek sesle haykırmış!

Adı Nihat Çakmak. Ak Parti'ye hiçbir seçimde oy vermemiş. Vermeyeceğini de açıkça söylüyor. 12 Haziran seçimlerinde CHP ve MHP arasından bir tercih yaparak vatandaşlık görevini yerine belirtmiş.

27 yıl eğitim camiasına hizmet verdikten sonra emekliye ayrıldığını söyleyen bu hemşehrimiz, kentteki işsizliği dile getirip gençlerin geleceğine dikkat çekmiş.

Balıkesir'e Balıkesirli işadamlarının yatırım yapmadığını savunarak, arsa spekülasyonu yaptıklarını iddia etmiş.

Gazete Balıkesir muhabirine de dönerek; "Bunları yazma cesaretiniz varsa yazın. Bu kentin zengilerin okuyup bu kentte yaşayanların haklarında ne düşündüğünü iyi bilsin" diyen Çakmak kardeşimizin zenginlerimizle ilgili tespiti şöyle:

"Balıkesir'in zenginleri tek bir şey yapmasını çok iyi biliyor. O da köylünün ve sıkışık durumdaki vatandaşın elindeki tarla ve arsaları, virane binaları kapatmak. İmar planları değiştirterek rantlarına rant katmak. Balıkesirli zenginler alışkanlık haline getirdikleri arsa spekülasyonundan vazgeçip az da yatırım yapsınlar."

Çakmak'ın bu yaklaşımı gerçekten çakmak çakmak!..

Sokaktaki vatandaşın böyle düşünmesi ve ilin önde gelen isimlerine karşı bakışını ortaya koyan ifadeler üzerinde düşünülmeye değer bence.

Gerçekten de konuştuğunuz her sadece vatandaşın bakışı hemen hemen bu yönde.

Sadece vatandaş mı böyle düşünüyor dersiniz?

***

Geçenlerde yerel bir gazetede gözüme çarpan bir haberdeki ifadeler, sokaktaki vatandaşın söylemini onaylar nitelikteydi.

Gazetenin muhabirinin konuştuğu isim, Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu içinde yer alan bir şirketin sahibi olan ve aynı zamanda Balıkesir'i iki dönemdir parlamentoda temsil eden milletvekili Edip Uğur.

Bu kentte, Uğur için de çok şeyler söylenir.

Çakmak hemşerimizin dillendirdiği eleştirilerin benzeri ona da getirilir.

Muhabir, "hakkınızdaki eleştiriler için ne diyorsunuz?" sorusunu yönelttiğinde Uğur, şu karşılığı vermiş:

"Beni eleştirenler önce şunu görsün:

Arsa rantçısı değilim, imar değişiklikleri için siyaset yapmıyorum; ihale takipçisi olmadım.

Gemileri yakmışız, malı mülkü satmışız, gelip Balıkesir´e yatırım yapmışız. Yatırımlara devam ediyoruz, istihdam sağlıyoruz, ilk 500 büyük kuruluş içindeyiz.

Alnımız açık.. 61 yaşına geldim, Balıkesir için çabalıyorum. Balıkesir´e hizmet getirmek için çalışıyorum. Arsa rantiyecisi zenginlerimizle beni bir tutmayın, ben üretiyorum."

***

Bir tarafta sade bir vatandaş, diğer yanda bu kentin önemli işadamlarından biri.

Biri Ak Parti'ye muhalif bir isim, diğeri Ak Parti'nin hem üst düzey yöneticisi, hem de milletvekili.

Balıkesir'e bakışları arasında hiçbir fark yok.

İkisi de "arsa spekülasyonu"ndan dert yanıyor.
İkisi de Balıkesir'deki zenginlerin istihdam yaratacak yatırımlar yapmadığını söylüyor.

İkisi yanyana geldiklerinde Uğur'un kendisi gibi düşünen vatandaşa "Ağzına sağlık" karşılığını vermiştir kesinlikle!

Dünya görüşü açısından birbirine zıt iki farklı yapıdaki ismin, ortak bir noktada buluşması sizce bir "tezat" mıdır, yoksa gerçeğin ta kendisi mi?

Bunun kararını siz verin.

***

Ve buna benzer bir sohbete de dün konuk oldum.

Kuyumcu Zekeriya Karakoç'u tanırmısınız bilmiyorum.

Tevfik Sağlam Paşa caddesi üzerindeki mekanı, sağcısının solcusunun, işçisinin işvereninin, amirinin memurunun uğrak yerlerinden biridir.

He zaman önünden geçsem içeride mutlaka birileri vardır.

Aslında her giden bir küçük altın alsa bizim Karakoç, vergi rekortmeni olur!

Nerde..

Alışveriş tıkır, sohbet koyu..

Balıkesir'de neler olup bitmiş, kimler ne yapmış, hangi parti kaç oy alır, kaç vekil çıkarır?

Yerel siyaset üzerine kafa yoranlardan tutunda Balıkesir'in neden gelişemediğine dair her konuda ahkâm kesenle her an karşılaşabilirsiniz Karakoç'un mekanında.

Kuva-yi Milliye kahramanlarının ruhuna Alaca Mescid'de okutulan mevlid-i şeriften ofise gelirken çay molası verdiğimde

İçeride Balıkesir'de uzun yıllar görev yapmış iki üst düzey emniyetçi ile işadamı Rasim Türker vardı.

Sohbet koyu, konu Balıkesir'di.

Emniyetçilerin ne gibi yorumlar getirdiğine tanık olamadım ama, Türker, almış sazı eline dertli dertli çalıyordu:

- Geçmiş yıllarda Balıkesir'de bir Balçelik vardı. Balsa vardı. Tümdöküm vardı.

- Bunların bir eşi benzeri Türkiye'de yoktu.

- Hepsi de çok ortaklı şirketlerdi. Birlikte başarılmış, kurulmuş büyük fabrikalardı.

- O zamanlar bugün bizi sollayıp geçen illerin esamesi bile okunmuyordu.

- Balçelik devam etseydi şimdi Balıkesir şimdi demir sanayiinde Türkiye'nin 1 numarası olurdu. Aynı şekilde Balsa ve Tümdöküm fabrikaları da.

- Bizde parayı çok veren yönetim kurulu başkanı sen-ben olacağım diye kavgaya tutuşunca koca koca fabrikaları batırdılar.

- Hatta birinin başına otel sahibi geçmişti. Otelci ne anlar Metalurji'den. Getirsene başına bunun mühendisini, uzmanını.

- Ticaret ve Sanayi Odaları akıllı davranamadı, geleceği göremedi, yön gösterici olamadı.

- Profesyonel yöneticiliğe yönelinmediği, yeniliklere ayak uydurulmadığı için fabrikalar bir bir batarken, kötü örnek oldu.

- O gün bugündür Balıkesir'de çok ortaklı şirketlerin yatırım yaptıklarını görmek zorlaştı.

***

Buna benzer daha çok şeyleri hararetli hararetli anlatıp Balıkesir'in zenginleri olarak bilinen, tanınan isimler için Çakmak ile Uğur'un yaptığı yorumlara benzer ifadeler kullanıyordu.

Balıkesir'i gelecekte güzel günlerin beklediğini, ancak bunun Balıkesirli yatırımcılar sayesinde değil, dışarıdan gelecek yatırımcılar sayesinde görüleceğini savunarak Karakoç'un mekanından ayrılacağı sırada Türker, Balıkesirli zenginler için öyle bir iddia ortaya attı ama, "Birbirleriyle yarışıyorlar, ama istihdama ve ekonomiye katkı sağlayacak alanda değil. Yazacaksan yaz. Kesinlikle doğru. Ama benim adımı asla kullanma" demeyi de ihmal etmedi!

Hangi konuda yarıştıklarını bilemem, beni de pek ilgilendirmiyor aslında.

Bizler, her ne kadar Balıkesir değişiyor, gelişiyor diye ısrar etsekte bu değişime ve gelişime zenginlerimizin uyum sağlayamadığı veya lokomotifin birer parçası olamadığı görüşünde sokaktaki vatandaş.

Benim görüşüm ise şu;

Balıkesir'i konuşalım.

Dününü, bugününü sorgulayalım.

Geleceği için de plan yapalım.

Dillere destan olan sorunları ortadan kalktığına, yani devlet gereken altyapıyı sağlayıp görevi yerine getirdiğine göre, üstünü de biz dolduralım derim.

Konuşacaksak konuşalım ama, "leyleğin ömrü laklakla geçer" dedirtmeyelim.

2023'ün Balıkesir'i için herkesin yapabileceği birşeyler olduğuna inanıyorum.

Fakirininde zengininde..

İşçisininde memurununda..

Köylüsününde kentlisininde..

Sadece gücümüzün farkında değiliz.

İşte bunun için Balıkesir'e Büyükşehir yolunda sadece bir lider lâzım..

Balıkesir'in tek eksiği bence bu..

Gerisi lafügüzaf..

***
GÜNÜN SÖZÜ :

Dağın tepesine hangi yoldan çıkarsan çık, manzara aynıdır. Ancak çıkarken gördüğün manzara farklıdır. Çin atasözü