15 Eylül..
“Dünya Temizlik Günü” idi…
Günün hatırına herkes çöp topladı…
Mesaj “güne özel” ulaştı.
Büyükşehir çöp topladı, Balkes çöp topladı, Rotaractlar çöp topladı, partiler çöp topladı, başkaca sivil toplum kuruluşları çöp topladı.
Velhasıl “mesaj” olarak güne uygun ne varsa yapıldı.
Ama topla topla bitmez ki çöp…
Önemli olan kirletmemek.
Bizde çöp atmayınca şaşıyor insan.
Çekirdek çöpünü bile parkın ortasında yere atabiliyor.
Çıtlat çıtlat at.
Evinde halının üstüne mi atar insan ayçiçeği kabuğunu?..
Evde ne isen dışarda da öyle ol madem.
Ye at.
İç at.
Kullan at.
Her taraf çöp.
Sigara iç izmariti at.
Cola iç kutuyu at.
Su iç, boş peti at.
Her yerde at.
Şehirlerarası yolda giderken at mesela, su petini…
Arkadakinin kaza yapmasına ramak kalsın!
Milyonluk araba sürerken, Ağustos sıcağında, sönmeyen sigaranı at yola, kafasızlığın yüzünden dekar dekar orman yansın…
“Dünya Temizlik Günü” idi 15 Eylül…
İnsanın içinde olmalı.
Biraz düşünce olmalı.
Biraz saygı.
Biraz duyarlılık.
Caddelerimiz pislik içinde, gazetelerden tutun, poşetlere kadar herşey uçuşuyor sağa sola…
Şehirleri kirlettik.
Ve ormanları.
Nehirleri kirlettik.
Ve denizleri…
Denizin içinden atlet çıkıyor.
Ormanın içinden bilumum mutfak çöpü.
Ye, iç, bırak.
Piknik yapmak için mesafeyi düşünmez 150 kilometre gider…
Dönerken beş metre ötedeki çöp bidonuna gitmeyi bilmez.
Gavurun ormanı çünkü…
Ama gavurun ormanı olsa atmazsın.
Doğa bu.
Biriktirir biriktirir sonra acısını çıkarır.
Doğaya ne kadar zarar verirsen misliyle geri döner.
Aksine bir örnek bulamazsınız, emsali ise sayısız…
Zaten çevreyi kirletmeyenler topladı çöp…
Çevreyi kirletmeyenler çöp toplarken, çevreyi kirletenler aynı duyarsızlıkla vurdumduymazlığa devam…
Ne ala hayat!
Oh ne rahat!