Bedevînin biri, devesine binmiş çölde yol almaya çalışırken yolda dudakları susuzluktan kurumuş, yol yürümekten bitap düşmüş bir garip adama rastlamış.
Yıkıldı yıkılacak vaziyette olan adam, bedevîyi görünce gözlerinin içi gülmüş. Hemen ondan su istemiş.
Bedevî de insanlık edip devesinden inmiş ve ona su vermiş.
Kana kana su içen adam susuzluğunu giderip, kendine geldikten sonra, birden bedevîyi itmiş ve deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış.
Bu duruma hayret eden bedevî, hırsızın arkasından şöyle seslenmiş:
- “Hey yolcu! Tamam deveyi al git ama; senden bir ricam var. Sakın bu olayı başkasına anlatma!” demiş.
Bu isteği tuhaf bulup aklı karışan ve meraklanan hırsız, biraz duraklamış ve sebebini sormuş.
Bedevî, şu ilginç cevabı vermiş hırsıza;
- “Eğer bunu başkalarına anlatırsan, bu her yerde duyulur ve insanlar bir daha çölde susuz kalmış birini gördüklerinde ona asla yardım etmezler..”
***
Hikaye bu.
Okuduğunda, “aynen buna benzer olay benimde başıma geldi” dediğini işitiyorum ey sevgili okur.
Hayatın akışı asırlardır böyleymiş kabul etmekte zorlansak da bazen.
Elbette, iyiliğe karşı iyilik, aklı başı her insandan beklenen doğal davranıştır.
İyiliğe karşı kötülük, insan olmanın erdemiyle bağdaşmayan tutumdur.
Kötülüğe karşı iyilik yapmayı sürdürmek ise, her babayiğidin harcı değildir.
Nankör olduğunu bile bile iyilik yapmayı sürdürdüğünüz insanlarda olmuştur çevrenizde, camianızda..
“Bizim en kötümüz başkalarının en iyisinden daha iyidir” diyerek...
Ta kii.. bıçak kemiğe dayanıncaya kadar..
***
İBRET-İ ALEM İÇİN..
Yukarıdaki hikayeyi şunun için anlattım. İyilik yaptığım kişilerden biri "Bayram Mesajı" göndermiş.
Sizin de görmenizi, okumanızı istedim.
Vereceğim cevabı da görün, bilin istedim!
Diyor ki; “Allah belanı versin!”
Diyorum ki; “Allah zaten belanı vermiş!. Çünkü kıblen şaşmış!”
“Allah ıslah etsin” dmek istiyorum bu nevi şahsına münhasır zata ama, artık çok geç! Yapabileceğim birşey kaldığına inanmıyorum artık.
Çünkü;
A’râf Suresi 186. Ayet diyor ki;
"Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek kimse yoktur. Allah, onları azgınlıkları içinde bırakır, bocalayıp dururlar."
Bu arada, bu iletiyi 3. şahıslarla paylaşarak haberleşmenin gizliliğini ihlâl ettiğim için, bu bayram mesajını bana gönderen kişiden hakkımda suç duyurusunda bulunmasını bekliyorum!
Bu mesajla amacım birilerini teşhir etmek veya tu kaka göstermek değil.
Aksine; iyi olması için hep iyilik yaptığınız bir insanın neden bu kadar kötü olabileceği yolunda sizin de görüşünüzü merak edişimdir..
***
İYİLİĞE DEVAM...
“Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş” denilir ya..
Öyle anlar oluyor ki,
İyi.. Kötü.. Çirkin..
Hangisi ayırt etmekte zorlanıyorsun. Hiç tahmin etmediğin kişiden beklemediğin anda kötülüğe maruz kaldığında yüreğin acıyor, yaptığın iyilikler geliyor gözünün önüne.
İşte o an bir anlık öfkeyle; “Bir daha iyilik mi.. Asla!” diyebiliyorsun.
Tutamayacağını bilerek yemin de edebiliyorsun.
Doğru davranış biçimi olmadığını biliyorum bunun.
Çünkü,
İnsanların ancak iman edip güzel ameller yaparak ve birbirlerine Hakkı tavsiye ettikten sonra sabrederek kurtuluşa erebileceklerini bildiriyor bize Allah..
Yine zerre ağırlığınca iyilik yapanın da kötülük yapanın da ahirette karşılığını göreceği her mümin bilir.
Hem bununla birlikte;
“İyilik yap denize at. Balık bilmezse Halik (Yaradan) bilir” diye boşu boşuna demiş atalarımız.
Yüzlerce söz var buna benzer. Tersi de yok değil, çok; “İyilik et, kötülük bul” bunlardan en can alıcısı.
İçiniz karardı. Şaşırdınız. Hangisi iyi, kötü, çirkin.. bilemediniz dimi..
Sıkmayın tatlı canınızı yahu. Hem sizden başka kim değerli ki? Her şeye iyi tarafından bakın..
Kısaca; İyiliğe devam.