ANKARA gazetecisi sevgili hemşerim Sadullah Özcan'ın yazısını okuyunca beynim zonkladı, kilitlendi.
Resetleyip format atarak kendime gelmeye çalıştım.
Öyle ilginç sorular yöneltiyor ki, bizim Sado. Küçük dilimi yutacaktım nere-deyse..
Soruları tekrar baştan okudum. Zar-zor çalışan aklım tamamen karıştı.
Orasını karıştır, burasını kurcala.. Çıkamadım bir türlü işin içinden. Sana da danışmaya karar verdim ey sevgili okur.
Lozan antlaşmanın zafer mi, hezimet mi olduğu tartışmalarının devam ettiği bugünlerde bakalım senin bir cevabın olacak mı?
İşte o zor sorular:
Lozan Antlaşması gereği ülkemizin orta yerindeki Marmara Denizi kimin?
Lozan Antlaşması gereği destan yazdığımız Çanakkale kimin?
Kurtuluş Savaşı sonrası askerimiz Çanakkale'ye ne zaman girdi?
1936'da Çanakkaleli kızlar neden Türk askerinin gelişini çiçeklerle karşıladı. Halen Çanakkale'de şehitlik bölgesinde Türkiye'nin hüküm-ranlığı hangi ölçüdedir?
Anzakların 24 Nisan'da düzenlediği anma törenlerinin aslı nedir?
Çanakkale Zafer Anıtı öncesi Gelibolu yarım adasının en görkemli yerindeki Anıtlar ne zaman niye dikildi?
Lozan Antlaşması gereği Çanakkale Şehitlik bölgesinin resmi statüsünü bilen var mı?
Bu konuda bilgi edinme üzerinden soru sorun bakalım ne cevabı gelecek?
...
Sorular bunlar.
Cevabınızı alayım!
***
Bu arada..
Benimde çok kısa bir sorum var:
Lozan Antlaşması 100. yıl sonunda bitiyor mu?.
Yoksa süresiz mi?
---------------------------GÜNÜN SÖZÜ-------------------------
İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz