Eşikten değil, beşikten hastasıyım Balıkesirspor'un..
Nedense Fikret Yılmazla başlayan dönemde soğukluk girdi aramıza!
Topçu Burak Yılmaz'ın babası getirildiğinde takımın başına burukluk hissettim. 
Maçına gitmek gelmedi içimden hiç. Bilmiyorum, çözemedim nedenini.
Galiba daha iyilerinin Balıkesir'de olduğunu bildiğimden olsa gerek
Balıkesirspor Kulübüne yakıştıramadım onun gibi sıradan bir antrenörü..
Anlaşma yapıldığını duyduğumda; "çok mu aradılar bu adamı" demiştim, bizim camianın sporu yakından takip eden isimlerine.
Bir-iki maçını izledim; "Anlıyorsa teknik-taktikten ben Bill Shankly'im" dedim. 
Sonrası Atatürk stadına gitmek içimden gelmedi!
Kendimi düşündüğümden değil, Bal-Kes’i çok sevdiğim için uzak durdum!.
İstifa ettiğinde, Balıkesirspor'u düşünen herkes gibi yüzüme gülücük, kalbime yeni ışık, heyecan gelmişti.. 
Ki... 
Hevesimiz kursağımızda kaldı.
Bizim yönetim, bu kez de adını sanını  duymadığımız, bilmediğimiz ve hünerl-erini sonradan öğrendiğimiz Reha Kemal Erginer'le anlaşıyordu.  "Hoppala! Şimdi bu da nereden çıktı?" dedirtti. Pansuman tedavisiyle sar-maya çalıştığı yaranın dikişlerini patlattı! Ölmüş hücre artıkları dört Tarafa sıçradı. 
İşin ehli olmadığı halde, asli görevini unutup, bizimkileri de uyutup her işe bur-nunu sokan Erginer, hastayı ameliyat masasında bırakıp kaçtı henüz yolunda başında.! Bizim yüzümüzü kara çıkarmadı, ama Bal-Kes’ime  büyük kazık attı!
Her zamanki gibi Balıkesir'in zar-zor bulunan milyon dolarları çar-çur oldu.
Hasta şimdi yoğun bakımda.  Nefes alıp verebili-yor, ama nereye kadar? 
***
KURALLARI BİLMEK, OYUNDAN ANLAMAMAK..
Neyse ki başkanımız doktor da, neşteri eline alarak duruma el koydu, yeni bir tedavi modeli geliştirdi.
Tedavi ekibini işin ehli olduğu kadar hastayı kendi evladı gibi gören isimlerden oluşturdu. 
Bize de yeni bir umut, yeni bir heyecan geldi.
İçimizdeki ateş yeni bir kıvılcım aldı.
Gidip yerinde görelim, durum vaziyeti dedik. 
Atatürk stadının yolunu tuttuk aylar sonra!
Yüzümüz gülüyordu bu kez. 
Çünkü..
Biliyorduk, işin başındakiler en az bizim kadar seviyordu, en az bizim kadar hastasıydı Balıkesirspor'un.. 
İlk sınavı Sivasspor karşısında verdi bizim çocuklar..
Kurguları, müdahaleleri yerindeydi.
Karşıdaki rakip sıradan değildi. Süper lig ayarında kadrosu var Sivas'ın. 
Üstün olan, akıllı oynayan, başından sonuna kontrolü elinde bulunduran bizim ekipti. 
Bakmayın siz mücadelenin bir-bir sonuçlandığına.
Sivas hanesine yazılan gol kesinlikle nizami değildi. 
Hakemler aleni ofsaytı görmedi veya görmek istemedi!
Düdük elinde olanı ise, topun elle kesilmesini "es" geçti. 
Yüzde bir milyon penaltıydı. Seyrettiyse özetini Meler, “gözüme gözlük gerekiyor”demiştir vicdan sahibiyse eğer. 
Olan bize oldu. 
Bizim takımın, bizim çocukların alın terini çaldı!
Yoğun bakımdaki Balıkesirspor’a ilaçtan öte can verecekti, kan verecekti bu maç. Bay düdük Meler izin vermedi.
Hakemlerin sorunu nedir biliyor musunuz? 
Shankly'in dediği gibi; Kuralları biliyorlar ama, yöneticiler gibi futboldan anlamıyorlar.
***
İKİ SEÇENEK VAR: YA HERRÜ YA MERRÜ
Balıkesir ve kırmızı-beyaz camianın aşıkları..
Sözün özü şu;
Balıkesirspor ağır hasta.
Durumu kritik sayılmasa da...  Yarın ne olacağını bugünden kestirmek zor!
Yoğun bakım tedavisi uygulanıyor şu an.
Can ve onun gibi candan isimlerden oluşan ekip ayağa kaldırmak için can-ı gönülden çalışıyor.
Bize düşen görev şu;
İşi sadece doktor ve de-moralize olmuş, ne yapacağını kestiremez durumdaki ekibine bırakmayacağız. 
Balıkesirspor ortak değerimiz, altın markamız diyorsak eğer, yeniden iki elle sarılacağız hep birlikte..
Ya herrü, ya merrü diyeceğiz..
Ya da..
Göz göre göre
............................
Varmıyor dilim gerisini söylemeye..
Çünkü yaşadık geçmişte travmasını.. Bir yenisi kaldırabilir miyiz bilmiyorum!
....
Ha bu arada unutmadan paylaşıp not düşeyim:
İyi olan başka bir şey daha vardı Atatürk stadında..
Vali bizimleydi.
Balıkesir Milletvekilleri iktidarı ve muhalefetiyle iki dışında (İsmail Ok ile Mehmet Tüm) tamamı bizimleydi.
Başkanlar bizimleydi!
Balıkesir, Balıkesirspor...
İyiydi.. iyi.. iyi..
18 EYLÜL 2016