Geçtiğimiz hafta içinde Susurluk Esnaf Odası Başkanı Aydın Sait’in ve Susurluk Belediye Başkanı Nurettin Güney’in düzenledikleri basın toplantılarına, köşe yazarı olarak katıldım.

Basın toplantısı düzenlemek,

Köşe yazarlarını bu toplantılara dahil etmek,

Mesajınızı kamuoyuna iletmenin basit ve etkili bir yolu…

Amacınızı,

Projelerinizi,

Hedeflerinizi kayda geçirebilir,

Başka türlü değinme olanağına sahip olamayacağınız noktaları basın toplantılarında vurgulayabilirsiniz.

Elbette basın toplantıları önceden hazırlık, zaman ve çaba gerektirir.

Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Aydın Sait de bu anlamda Ayranevi’nde düzenlediği basın toplantısına iyi hazırlanmıştı.

Tüm sorularımıza cevap verdi.

Susurluk Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefâlet Kooperatifi başkanlığına neden aday olduğunu anlattı.

Projelerinden bahsetti.

Esnafın verilen kredilerden yeterince faydalanamadığını, yeni bir sistem kuracaklarını, bu sorunu adil bir şekilde çözeceklerini söyledi.

Yönetim anlayışımızda sen ben yok biz varız” dedi.

İsterdim ki diğer başkan adayları da basın toplantısı düzenlesinler, düşüncelerini, hedeflerini bizlerle paylaşsınlar…

Bir sonraki basın toplantısı belediyedeydi…

Belediye meclisinin norm kadroları isimlerin belli olmaması gerekçesiyle iptal etmesine dair tartışmalar, bu toplantıda da bir süre devam etti.

Bu noktada şunu belirtmemde fayda var.

Ben siyaset konusunda uzman değilim.

Siyasete dair bilgim bu satırları okuyan herhangi birinden az olabilir, fazla değildir.

Siyasetçi anlayışım da sezgilerime, duygularıma dayanarak oluşmuştur.

Ayrıca düşüncelerimin kimseyi ikna ve inandırma gibi bir çabası da iddiası da yoktur.

Ben siyaseti ille de particilik, partizanlık yapmak olarak görmüyorum.

Siyasetçinin de “tutarlı” ve “ilkeli” olmasını,

İlkeleri doğrultusunda;

İnsan odaklı,

İnsanı ön plana çıkaran,

İnsanın değerinin farkına varan,

İnsana tepeden bakmayan,

İnsanların farklı düşüncelerine saygı gösteren, seslerini kesmek yerine onları dinleyen bir anlayışla “siyaset” yapması gerektiğini düşünüyorum.

Sorunlara aranılan çözümlerde bir karar alınacağı zaman,

İlkelerin” yerine “isimlerin” önemli olmasını…

İnsanların “niteliği” yerine “isimlere” göre siyaset yapılmasını bir türlü anlayamıyorum…