Her bayram olduğu gibi…
Yine “Nerede o eski bayramlar” diyor musunuz sohbetlerinizde…
Yine “Bizim zamanımızda her şey daha güzeldi” diyor musunuz, eski bayramlarımızı yâd ediyor musunuz hasretle…
Ediyorsunuz değil mi?
Ben ediyorum doğrusu.
Ama şunu da aklımdan çıkarmıyorum:
Geçmişe özlem duyarak bir yere varılmıyor…
Çünkü…
Geçmişte ne kadar iyi şeyler yaşadıysak günümüzde de yaşıyoruz.
Geçmişte ne kadar güzel şeyler hissettiysek günümüzde de hissediyoruz.
Eskiden yaşadığımız hayat elbette bir başka güzeldi.
Güzelliği, daha basit bir dünyamızın olmasındandı.
Doğaldık…
İnsanlar, günümüzde olduğu gibi yüzlerinde bin bir çeşit maske taşımıyorlardı.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Bizler eskiyi “eski” olduğu için değil “doğal” olduğu için seviyoruz aslında.
O doğallığı günümüzde bulamadığımız içindir bu eskiye özlem…
İnsanların gerçek yüzlerini göremediğimiz içindir bu eskiye özlem...
Her şeyin sahtesinin,
Çakmasının,
GDO’lusunun çıktığı bir dünyada…
Doğallığı, basitliği, sadeliği bulamadığımız içindir bu eskiye özlem…
Yaşadığımız günlere de haksızlık etmeyelim…
Her toplum kendi zamanını yaşar.
Şimdi bizim zamanımız…
Bu zamandan kendimizi ayırıp -geçmiş daha güzeldi- dersek, “yaşadığımız şu an”a haksızlık etmiş olmaz mıyız?
Hem neden ayırıyoruz ki geçmişi bugünden?
Geçmişle bugünün bir “bütün” olduğunu, neden düşünmüyoruz?
Tamam.
“Anılarımızı” koruyacağız…
Hayatımıza anlam katan “değerlerimize” sahip çıkacağız…
Ama…
“Nerede o eski günler” diyerek bir yere varamayacağımızı da unutmayacağız…
Bugünü yaşayan bizler!
Bir süre sonra -eskiden bunlar da vardı- deyip bir kuru sözle eski günleri anmak, geçmişe özlem duymak yerine…
Zamanı durdurmaya ne dersiniz?
Hani Susurluklu şair Sabri Altınel’in şiirlerinde zamanın durması gibi…
Hani Susurluklu bestekâr Selahattin Altınbaş’ın şarkılarında zamanın durması gibi…
Bizler de zamanı durdurabilir miyiz?
Mesela…
Sevdiklerimize bayramlarda telefondan mesaj yerine mektup yazıp göndersek…
Çocuklarımız bilgisayarda oynamak yerine sokaklarda oynasa…
Bir pantolonumuzu da terziye diktirsek…
Tarihi binalarımızı korusak…
Dilimize,
Kültürümüze,
Geleneklerimize sahip çıksak…
Durdurabilir miyiz zamanı?...
