“Ey unutulmuşluğun insanı…
Sabah sisinde, Anadolu yazılarında, sevincin acıyı yendiği her yerde;
Ayağın, üstünde bir diri toprağın, bir düşüncenin serinliğinde;
Tozların üstünde büyük umutlu izler insanın ayağı,
Çekingen, kararsız bir ırgat ayağı değil artık o,
Suya düşen bir çınar yaprağı değil,
Taşlaşmış bir iz değil;
Yaşamımızda, düşümüzde yürüyor insanın ayağı,
Gecenin içindeki sesi yürüyor, karanlıktaki ışıltıyı,
Çoğala çoğala kafamızda,
Anılarımızda çoğala, çoğala.”
Okuduğunuz dizeler Sabri Altınel’e ait.
Kim mi Sabri Altınel?
Bir edebiyat öğretmeni...
Aynı zamanda Türk Şiirinin en güçlü isimlerinden birisi…
Ve Susurluklu…
16 Nisan 1925’de Susurluk’ta doğdu Sabri Altınel. 19 Ekim 1985 yılında İstanbul’da vefat edene kadar Türk Şiirinde kendine özgün bir yer edindi.
“İnsanın Değeri”, “Kıraçlar”, “Zamanın Yüreği”, “Şiirler”, “Kentin Küçük Sokağı” adlı şiir kitapları yazdı.
Biz onu tanımasak da farkında olmasak da hatırlamasak da ülkemizin en ünlü yazarları, şairleri, anısını yaşatmak için her yıl bir araya gelip anma toplantıları düzenliyor…
Sanat dergileri, onun için özel sayılar çıkartıyor…
Çeşitli üniversitelerde anısına şiir resitalleri yapılıyor…
Adına şiir yarışmaları düzenleniyor…
Besteciler şiirlerini besteliyor.
Şiirleri filmlere konu oluyor…
Ülkemizin önde gelen edebiyat eleştirmenlerinden Doğan Hızlan, Sabri Altınel şiirleri için şöyle diyor; “Onun şiirlerini ilk okuduğunuzda, sizi birden kendi içine çekmeyebilir. Çünkü yüzeysel okurun geçici, günübirlik şiir gereksinimini karşılayan bir şiir anlayışından uzaktır. Ancak derinlemesine okuduğunuzda, iyi bir şairle karşılaştığınızı fark edersiniz.”
Yine bir başka sanat eleştirmeni Adnan Benk; “Umudu yeryüzüne indirirken, insanoğlunun bütün bırakılmışlığını da içten duymuş olmalı ki, acı, keder, hüzün, dizelerin kaçınılmaz bir yoldaşı gibi sürüp gidiyor.” diyor.
Cemal Süreya Sabri Altınel’e, “Türkçenin tadını çıkaran bir şair. Düşüncenin şairi.” sıfatını yakıştırıyor.
“Şiir bir hayat deneyidir, bir yaşama anlayışıdır. Şair, doğru gönlünce, doğru kafasınca yaşamasının şeklini anlatır, deneyini anlatır.” diyor Sabri Altınel…
‘Şiirin hikâyesine şairin hikâyesi’ olarak bakıyor…
Demek ki şiirlerinde Susurluk’un, bu toprakların izleri var.
Şu dizelerdeki sessizliğin sesini duyabiliyor musunuz?
“Kentin üstünde bir bulut sesi uğultulu
Kimsesiz yollarda uzun günde
Yaralı insanlar iniyor gölgelere
Sokaklarda yalnızlık kaldı…"
Keşke kalmasa bu sokaklarda yalnız…
Keşke bizler de hep hatırlasak Sabri Altınel’i…
Şairimizin doğum gününde, anısına şiir yarışmaları düzenlesek…
Şiir geceleri düzenleyip şiirlerini okusak, anlasak, yorumlasak…
İsmini yaşatsak.
Unutmasak, unutturmasak…