Kılıçdaroğlu başörtüsü serbestliğini Anayasal teminat içine alınmasına dair kanun teklifi vereceğini ilan etti.
Bunu farklı bakış açılarıyla kısaca irdeleyebiliriz.
1- Başörtüsüyle gerici olunmadığını, aksine son 20 yılda yüzyılın en hızlı teknoloji ve sanayi atılımı yapıldığını yaşayarak gördüler. Başörtüsü ile sadece din görevlilerinin değil, hakimlerin, subayların, mühendislerin de en iyi şekilde görev yapabildiğine şahit oldular. Yani aslında ülkede başörtüsü diye bir sorun kalmamıştı.
2- 90’lı yıllardaki başörtüsü ile bugünkü başörtüsünün aynı olmadığını, başörtüsünün artık sadece “başı örten şey” olduğunu, sokaktaki binlerce kızın başı örtülüyken kıçının açık olduğunu yani kısaca başörtüsünün içinin boşaltıldığını gördüler ve gayet relaxlar.
3- Bu ülkede %50+1 almanın tek yolunun Anadolu’daki milli, manevi değerlerine bağlı muhafazakar kesimden de oy almak olduğunun farkındalar. Gerek üniversitelerde, gerek imam hatiplerde kızlarımıza kan kusturan kendileri değilmiş gibi iki yüzlülükleriyle, utanmadan arsızca bu sebepten “başörtüsünü biz çözdük” diyerek oy dilenecekler.
4- Amerika’nın ümit bağladığı PKK bitti, FETÖ bitti.. Yakında Amerika ziyareti yapacak Kemal’e mecburen bel bağladılar ve tüm fonksiyonel hamleler için talimatlar verildi. Aynı gün içerisinde ABD senatosundan da, Türkiye için F-16 ları yunan adalarında ve PKK-YPG ye karşı kullanamazsın talimatı çıktı.
Eğer bu millet, bu “kuşa bak, kuşa bak” oyunlarını yerse, çükünü kestirir bir daha da adamım diye ortada dolaşamaz vesselam.