Yalancı pehlivan gibiyiz maalesef..

O, sen, ben... çoğunluk..

Aklındakini, yüreğindeki değil, 

Kişisel çıkarına geleni savunup söylüyor, konuşuyor.

Doğru söyleyeni de Balıkesir'den kovmuyorlar ama

Dikkate almak bir yana, "tu kaka" ilân ediveriyorlar!

Eğilmeden-bükülmeden, 

El-etek öpmeden,

Gelene ağam, gidene paşam demeden..

Bildiğin doğruları savunmak, o yolda çile çekmek, aç-susuz kalmak yaşamdaki en büyük zenginliktir diye düşünüyorum. 

Bunu neden mi söylüyorum?

Bire bir tanık olduğum olay sonrası, düşündüm taşındım; 

"Allah'ım sen Balıkesir'i bu anlayıştan koru" demekten başka cümle kuramadım. 

Roman kardeşlerim beni bağışlasın..

Hani;
"Çingeneye beylik vermişler, önce babasını kesmiş!" denilir ya...

Üzülerek söylüyorum ki, dünden bugüne yaklaşım tarzı bundan farksız.

Ama siz;

Gelene ağam, gidene paşam

diyorsanız hiç bir sorun yok..

Ancak hatırlatmakta yarar var

Kimler geldi, kimler geçti bu kentten.

Hepsinin adını ben mesleğim gereği hatırlıyorum ama..

Gelip gidenlerden herhangi birinin adını sokaktaki vatandaşa sorsanız, 

"O DA KİM?" der geçer.