Seçim sürecinin yaşattığı heyecanı seviyoruz.
Zaman kısaldıkça heyecan da aynı oranda artıyor.
Her seçim süreci, şikâyetlerimizin, isteklerimizin, hayallerimizin dile getirilmesi bakımından da ayrı bir önem arz ediyor.
Partilerimizin ve adaylarımızın seçim çalışmaları tam da buna göre şekillenmeli.
Milletvekili adaylarımız, Balıkesirlilerin beklentilerini, isteklerini, şikayetlerini dikkate alarak söylemlerini gerçekleştirmeliler.
Hayallerindeki Balıkesir’i anlatmalılar.
Gerçekçi olmalılar.
Halkı dinlemeliler,
İhtiyaçlarına kulak vermeli,
Onlara dokunmalılar.
Siyasetçinin en büyük yatırımı “insana” olmalı…
Bütün plan, proje ve uygulamalarının odağına “insan”ı almalılar, “önce insan” demeliler.
Bakın burası çok önemli…
Daha önce de yazdım yine yazıyorum, siyaset yapanlar için siyasette tek bir hedef olmalı; toplumu mutlu kılmak…
Yani siyasetin temelinde “insan” olmalı...
Siyaset, insanlar için, insanların mutlu olması için yapılmalı...
Hizmetlerinizi insan odaklı planladığınızda hem kendinizi hem yaşadığınız şehri mutlu edersiniz.
Milletvekilliği, halka karşı sorumlulukları olan bir görev.
Seçildikten sonra vekili olduğu halkı unutmaması gerektiği gibi halkın istekleri milletvekilinin yapacağı siyasette yansımalı.
Geleceği birlikte inşa etmeli,
Daha güzel bir Balıkesir, daha güçlü bir Türkiye için hep birlikte çalışmalıyız.
Ben kim seçilirse seçilsin bu şehirde yaşayan her kişiye, her sese sahip çıkacağını, en faydalı hizmetleri sunmak için elinden geleni yapacağına eminim.
Kişisel tercihlerle değil, toplumsal isteklerle hareket edeceğine de inanıyorum.
Yeter ki -ben yaptım oldu- mantığıyla hareket edilmesin.
Yeter ki geleceği birlikte düşünelim.
Yeter ki;
Sevgiyle,
Saygıyla,
Samimiyetle birbirimize yaklaşalım.
Kimse kimseyi ötekileştirmesin.
Kimse kimseye -senin adamın, benim adamım- tarzı yaklaşımlarda bulunmasın.
Bizler bu şehirde yaşıyoruz, Balıkesir’i seviyoruz.
Balıkesir hepimizin, bu vatan hepimizin…
Ve her birimizin tek bir amacı olsun.
O da “Daha güzel bir Balıkesir, daha güçlü bir Türkiye” olsun…
