Türkiye güçlendikçe dünyadaki güç odakları üzerimize çullanmaya devam ediyor. Yüz yıllık uykusundan uyanan devin uyku sersemliğini fırsat bilip tepelemenin peşindeler. 15 Temmuz darbe girişiminin içinde olan bütün unsurları ekonomik darbe girişiminin içinde görmek mümkündür.
Son zamanlarda uluslar arası boyutta sadece ABD ile değil İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail gibi ülkelerle resmi veya gayri resmi temaslarda masaya konulan görünür ve gizli konular Türkiye’nin 150 yıldır razı olduğu taviz politikalarına devam etmesi yönünde.
Oysa Türkiye ne eski Türkiye, Batı ne eski Batı’dır.
Bugün Türkiye kendi kanatları ile uçmak üzeredir. Zaten bir kez havalansak hiçbir gücün bizi ne tutabileceği ne de yakalayabileceği, ne de bizimle kavga edemeyecekleri ortadadır. Bu nedenle küçük küçük uçuş provaları yaptığımız bugünlerde Türkiye’yi tepelemenin planları ile karşı karşıyayız.
Bu nedenle ABD Cerablus ile El Bab ile Afrin ile Ortadoğu’da ebedi olarak menfaatlerine set çeken Türkiye’nin dünyada da önünü birçok alanda kesmesi telaşı ile açıktan ve kapalı saldırılarını hızlandırdılar. Aslında oyunun görünmeyen en önemli senaristi İngiltere’dir. Bu nedenle 24 Haziran seçimleri öncesi İngiltere’de Türkiye’nin önüne konan teklifler ve bu tekliflere karşı ortaya konulan tavır, bu tavır üzerine kapınılan telaş bugün için dünya sermayesini yöneten güçlerin açık hamlelerini gösteriyor.
Bugün döviz üzerinden çekilen operasyonda Türkiye’nin en büyük zaafı finansal network ağlarının ortak olmasıdır. Dikkat edilecek olursa son 3 aydır döviz dalgalanması Türkiye piyasalarının kapalı olduğu Akşam saat 17.30 Sabah saat 8:00 aralığında gerçekleşiyor. İlk defa Tahtakale ve serbest döviz piyasasını devreye koydular. Cuma Akşamı mali suçlardan anlayan emekli bir polis şefi dostum aradı.
Tahtakale döviz piyasası ile oynayan 35-40 civarındaki Yahudi spekülatörden bahsetti. Bunlara bağlı döviz bürolarına işaret etti. Bu kapsamda hükmettikleri 80 milyar dolara işaret etti.
Perşembe ve Cuma günü dövizde oynanan oyunun dış bağlantılı olarak bu açık yoldan oynandığından söz etti. Kayıt dışı çalışan bu sistemin kontrol altına alınması gerektiğini vurguladı. Kayıt dışı olması nedeniyle istenildiği kadar spekülasyon yapılabildiğini bu nedenle çok hızlı bir şekilde Tahtakale’nin kayıt altına alınmak için bankalara yönlendirilmesi gerektiğini belirti.
Bugünlerde yaşanan olaylar göstermektedir ki Türkiye çok acil olarak uluslar arası networka bağlı bulunan sistemlerini bağımsızlaştırmalıdır.
Bu çerçevede ekonomik sektörler, finansman sektörleri, bankacılık sektörü, Merkez Bankası, iletişim, internet, telefon, güvenlik ve askeri sistemlerini istediği zaman kontrolü altına alabileceği, özellikle ABD, İngiltere ve NATO bağlantılarından bağımsız yönetebileceği modele geçmelidir.
Aralık ayından bu yana çalışmaları devam ettiği bilgileri gelen yeni model darbelere hazırlıklı olunması kaçınılmazdır.
Bu yaşadıklarımızı toplumsal olumsuz algıya döndürmek için ABD ve Batı’nın bütün kanalları kullandığı görülmektedir.
İçlerinde milliyetçi, ülkücü, dindar, muhafazakâr, mütedeyyin, solcu, sağcı, hacı-hoca, radikal, başında Prof. Doç unvanı bulunan bütün maşalar devreye konuldu. Toplumu endişeye sürükleyecek algılara başlandı.
Medya ve sosyal medyada bunu çok rahat görmek mümkün. Şu iyi bilinmelidir; bu memlekette aylık 2 bin doları bulan maaşlara bağlı yerel görünümlü satın alınmış ciddi sayıda insan bulunmaktadır. Bunların görevi sadece algı operasyonlarında toplumsal endişeyi artırıcı vazife görmektedirler.
Bugün yaşanan döviz dalgalanmasını Türkiye fırsat bilerek gelecek dönemlerde daha sağlam ve daha tedbirli durabilmek için laboratuar olarak kullanmalıdır. Bu kapsamda iş dünyası başta olmak üzere bütün alanlarda döviz dalgalanması başta olmak üzere oyuncuları tespit etmeli, bir taraftan ise toplumsal algıyı yöneten uç unsurlar ve kanalların haritalarını çıkarmalıdır.
Gerektiğinde oyuncuları engellemeli, uç unsurları etkisizleştirmeli, kanalları kontrol altına almalıdır. “Buda geçer” denilerek yaşananlar görmezden gelindiğinde her seferinde dış oyuncuların kartlarını karşımızda göreceğiz.
ABD başta olmak üzere Batı hiçbir operasyonunu tatbikatsız hayata geçirmez. Yazdığı senaryonun provasını yapmadan uygulamaya koymaz. Bu nedenle Türkiye Batı’nın üzerimizde uygulamayı düşündüğü her türlü darbe başta olmak üzere ekonomik ve sosyal operasyonlar konusunda istihbarı olarak bütün unsurlarımızla tetikte olmak zorundayız.
İster ekonomik, ister sosyal, isterse askeri, ister toplumsal açıdan yapılacak darbe girişimlerinde bu sefer elektronik ve sanal âlem kontrol altına alınarak yürütülecektir. Türkiye’nin elektronik alt yapısı her şeyi ile ABD ve Batı networklarına bağlıdır. ABD’nin tek tuşla yapacağı ekonomik, NATO’nun tek tuşla yapacağı askeri operasyonlara hazırlıklı olunmalıdır.
Toplumsal paniğe yol açacak her türlü harekete duyarlı olmalıdır.
Şu unutulmasın Türkiye finansal ve ekonomik açıdan sisteme daha koyamadığı kaynaklara sahiptir. Elindeki bu imkânları daha büyük savaşa hazırlamaktadır. Bu açıdan endişelenecek bir şey yoktur.
Dünyada bizimle oynamak isteyen iç ve dış piyonlar şimdilik tespit edilmektedir.
Sabır gerekmektedir. Bu badire atlatılacaktır.
Türkiye Dünya krize girdiğinde bugün yaşadıklarımızla önceden aşılanmış bağışıklık kazanmış olarak o krizi karşılayacaktır.
Kalın sağlıcakla…