Ne kadar büyümüş olsak da yine en mes’ut günlerimiz oluyor bayramlar.
Bu bakımdan hiç bitmesin, her gün bayram olsun istiyor insan.
Çocuk iken de böyle idik muhakkak.
Ama o zaman mes’ut olmamızın sebepleri başka idi.
Sair günlerden daha serbest olduğumuz için severdik bayramı.
Oyunumuza, gezmemize pek karışan olmazdı.
Sonra okulca yapılan bayramlarda sınıfları süslemek, marşlar ve şiirler söylemek sonsuz bir zevkti bizim için…
Hele törenlerde büyüklerin önlerinden geçerken bir başka olurduk.
Her şey bizim için çocuklar için sanırdık.
Sanki dünyalar bizimdi o zaman…
Ya Ramazan ve Kurban bayramları?
Onlar da başka alemdi. Para bol, eğlence boldu.
Yeni ayakkabılarımız, yeni elbiselerimiz olurdu.
Güzel ve çeşitli yemekler yapılırdı evlerde.
Sonra bizi en çok sevindiren tarafı bayram günlerce devam ederdi.
Şimdi bunlar yok.
Hepsi maziye karıştı.
Ama bugün de mes’ut olmak için başka sebepler mevcut.
Bayramlarda bir an olsun hayatın yükünden kurtuluyor insan.
Ekmek parasıymış, su parasıymış düşünmüyor.
Ayakkabının pençesinden, gömleğin yamasından, ceketin yırtığından rahatsız olmuyor…
Bunlardan daha hoşa gideni, içinde yaşadığımız toplumun bütün insanlarında birbirine yaklaşma, bütün insanlarda samimiyet ve neş’e…
Çirkinlikler, dargınlıklar, kinler, kalkmış ortadan.
Hülasa her yerde bir kardeşlik havası.
Ne güzel…
Belki bizim arzumuz bu.
Fakat böyle de olsa gene güzel.
Zira milletçe böyle hayat istiyoruz.
İşte onun için bayramlar mes’ut ediyor insanı.”
Okuduğunuz bu satırlar 63 yıl önce “Susurluk Postası” isimli gazetenin birinci sayfasında yine bir Kurban Bayramı öncesi yazılmış bayram yazısıydı.
Susurluk Postası, yayın hayatına 5 Nisan 1960 tarihinde başlamıştı.
Kurucusu Avukat Ahmet Kınay, sorumlu müdürü de eşi Nebahat Kınay’dı.
Daha sonra bu gazete H. Şadi Kural’a devredilmiş, “Susurluk” adını almıştı.
Harfleri tek tek elle dizilip basılan, kısıtlı imkânlarla, bin bir güçlüklerle, nice zorluklarla hazırlanan bu gazetelerimiz yayın hayatlarına devam edemeyip bir süre sonra kapansa da…
Bu güzel nostaljik bayram yazısıyla sizlere;
O dönemin gazetelerine bir selam vermek…
O yılların kelimelerini,
O günlerin mürekkep kokusunu,
O zamanın yazarlarının duygularını,
Günümüze taşımak, geçmişi bir nebze de olsa yaşatmak istedim…